Thursday, February 14, 2008

Yorum: Sünnet olmak siyasal simgedir

Tekrardan Merhabalar diyerek ikini yazı içeriğine başlayayım.
Öncelikle bu güzel ortamda Ali (veya AliY'de olabilir) ismiyle hitap edilmesini daha fazla tercih edeceğimi belirteyim, her nekadar Fantom34 nickini çoğu yerde kullansamda. ama burası Forumlardan biraz daha farklı olmasını istiyorum :)

Katkı meselesine gelince, asıl benim sizlere teşekkür etmem gerekir katkının büyüğü hep sizlerden geldi, ben daha yeni başladım :) fırsat buldukçada katkıda bulunmayı herzaman istyeceğimide belirteyim

Sünnet konusunda ve Chp konusunda elbetteki farklılıklar olacaktır. zaten farklı düşünceler olmalı ki paylaşımın güzelliğinden herkes nasibini alsın. ben böyle düşünüyorum diye Ali,Veli, Ahmed'inde aynı düşünceler içinde olmasını beklemem doğru olmaz haliyle. Beklemek, yanlışın yanlışla çarpımı manası gelir, bunuda hiç istemem.
Sünnetin çok eskilere dayanan bir tarihi olduğu çoğumuzun bilgisi dahilindedir. Kısaca bahsetmem gerekirse Sünnet uygulaması sadece Müslümanlarda değil aynı zamanda Yahudilerde, eski Mısırlılarda, hatta Babillilerde görülmekte olan bir uygulama. Hz. İbrahimden günümüze kadar geldiğide rivayet edilir. Dinimizde ki yerini alması Peygamber efendimizi tavsiyede bulunmasıyla olmuş ve tavsiye ile günümüze kadar gelen süreçtede bir dini gereklilik olarak yer almıştır.
Sünnet, erkekliğe ilk adım olarak görülecek, yapmayana gavur yakıştırmasına kadar varan bir uygulama haline gelmiştir. Dinimiz, bir müslüman kadının yabancı bir erkekle evlenmesine izin vermediği için, o erkeğin müslüman olası sonrası ilk yapılan işin sünnet uygulaması olduğuda malumumuzdur. Yani kısa söylemek gerekirse sünnet dinin bir gerekliliği halini almıştır. Aktarmış olduğum o alıntı yazıya bakış açıları haliyle farlılıklar olabilecek ama benim bakış açım tamamen tebessüm etmek yönünde. tabiki hiçbir argümanı kaçırmayan Chp'nin veya başka bir kesimin tutupta Sünneti gündeme getireceği, bu şekilde yorumlayacağı yok. amaç sadece Türban gündemindeki tutumlarından dolayı dem vurmak istemişler diye düşünüyorum.

Chp konusuna gelirsek. Bilindiği üzere Chp'yi, herzaman saygı ve minnetle anacağımız, onu başka konumlara sokmak isteyenlerde olsa bunlarda vazgeçmeyerek anacağımız sevgili Atatürk'ün kurduğunu biliyoruz. ozamanlar gündemindeki misyonu neyazık ki İsmet İnönü ile başlayan süreçte sekteye uğramıştır. her nekadar kabul etmeyenler olsada Atatürk'ün , İsmet inönüyle olan kırgınlığı çoğu kişinin malumudur. Atatürk'ün ölümü sonrası Onun izlerinin silinmeye çalışıldığından da pek söz edilmek istenmez ne hikmetse. Atatürk'ün karşı olduğu, izin vermediği mason Localarının açılmasına İsmet İnönünün izin verdiğimden de pek söylenmez. milli şef deyiminin neden ortaya çıktığınıda hepimiz biliyoruz. biliyoruz ama bunlar vurgulanmak, gündeme getirlmek istenmez nede olsa Atatürk ile İsmet İnönün karşı karşıya getirilmesi doğru bir yaklaşım olmaz.
Bunları şunun için aktarıyorum. ne Chp, Atatürk'ün kurduğu Chp, ne de ondan sonraki parti liderleri Attatürk'ün düşünce çerçevesi içinde değillerdi. enazından ben öyle düşünüyorum. ama isteyen başka bir, görüş, düşünce penceresinden de bakabilir. bunada saygı duyarım. çünküü benim doğrum endoğru olmak zorunda değil. Dünya değişiyor, tarih bilgileri değişiyor yarın başka bir argümanla karşı karşıya kalırım ozmanda görüşlerim daha başka olabilir. olmayacak dersem düşünce kalıbına takılıp kalmışım mansasına gelir ve bu tür kalıp, hiç sevmediğim bir kalıpdır :)
Son zamanlardaki Chp gündemine bakarsak, özelliklede Cumhurbaşkanlığı ile başlayan sürece, söylemleri şöyle bir göz önüne getirirsek olumlu olma, anlaşma yoluna gitme gibi bir tavır içine hiç girmediği görürüz. Bir kişi halkına " siz bilemezsiniz, ben sizden dah iyi bilirim, siz doğru kara veremezsiniz" söylemlerinde bulunursa, halktan aldığı gücü, ben size güvenmiyorum diyerek inkar ederse. bende bunda yola çıkarak, amacının karışılık, kaos oluşturma amacında olduğunu söyleme hakkı bulurum diye düşünüyorum.
Son Başörtüsü olayını ele alırsak. hatırlanacağı gibi her fırsatta Ak partinin başörtüsünü hep kullandığını, bundan prim sağladığını söyleyip duran partinin Chp olduğunu hepimiz biliyoruz. İşte fırsat ayağa gelimişken, bu prime son verme zamanı gelmişken, birde bakıyoruz prim sağlamayan Chp karşı çıkmaya başlıyor. ozaman bende prim yapanın kim olduğu konusundaki görüşlerim kesinlik kazanır, bu primi herzaman kullanma sevdasında kimin olduğunu daha iyi anlamama sebeb olur. neden şimdi bu primi yok etmeye karşı bir tavır alındı. Sebebi belli asıl bundan prim yapan Chp'nin kendiside ondan. bana göre Halkı germenin, karıştırmanın, karşı karşıya getirmenin silahlarından birinin alınması Chp'nin işine gelmedi, ondan hep uzak durmaya çalışan medyada bu silahı hep kullandığı için onlarda bu saftaki yerini aldı. Kaos ortamı omayan yerde kâr da olmaz haliyle. Kâr dedimde bu aralar borsaya hiç göz atma imkanım olmadı. Ama baksam bu son düşülerden Doğan grubunun hiç zarar etmediğini görebilirim diye düşünüyorum :)
Her görüşe, düşünceye herzaman saygım olduğunu belirterek bu yazdıklarımın sadece kendimi penceremden baktığımda bu şekilde yorum getirdğimi belirmek için yazdım. Yoksa siz yanlışsınız, ben doğruyum açısından kesinlikle değil.

Saygılarımı sunuyorum........ Ali

No comments: