Thursday, February 14, 2008

Kadınlar daha çok korkuyor

Kadınlar daha çok korkuyor
AKP – MHP – DTP ittifakının hayatımıza zorla soktuğu ‘türban’ toplumu ikiye böldü. Bölünmenin bir yanında ‘türban’ savunucuları, diğer yanında ise ‘türban karşıtları’ yer aldı. Üç partinin geride bıraktığımız cumartesi günü Meclis’ten geçirdiği “türban yasası” Türkiye’nin gündemine ‘uzun süre çıkmayacak şekilde’ girdi.

Türbana ilişkin tartışmalarda ise hayli ilginç bir görüntü ortaya çıktı. Zira; “Türban özgürlüktür” yalanını, kadınlardan çok erkeklerin dillerine dolaması dikkat çekti. Din taciri medyada köşe başlarını tutan ve AKP’yle akçeli işlere girişen ‘erkekler’ azılı birer türban savunucusu kesildi.

Kadınları zorla kapatan, hayatın dışına iten, onlara ikinci sınıf muamelesi yapan din taciri medyanın kalemşorleri, içlerindeki sapık duyguları da bu vesileyle yazılarında açığa vurdu. Öyle ki; bir sapık yazar, “Kadınlar zorunlu olmadıkça dışarı çıkmamalı. Çıktığında da kırıtmamalı” diye yazabildi.

Bu sapık “düşünce”, tartışmaların alevlendiği günlerde, “türban”ı savunanların argümanlarından biri oldu. “Türbanseverler” yukarıdaki ifadeleri de referans alarak “Kadınlar örtünerek özgürleşmeli” yalanını çoğalttı.

AKP ve ondan beslenen “yazar – çizer” takımı, hükümetteki partinin işini kolaylaştırabilmek için, ellerinden gelen her türlü yalakalığı yapmaktan geri durmadı. Çünkü; türbanın bir ucu, onların çıkarlarına uzanıyordu. Bu yüzden, türbanın, yani dini gericiliğin simgesinin ateşli bir savunucusu oldular. Türbanın, kadını nasıl köle hale getirdiğini ise görmezden geldiler.

AKPCİ yazarların söyledikleri, uzun bir süredir “fikir terörü” haline dönüştü. Kendisinden başka hiç kimseyi dinlemeye tahammülü olmayan İslamo –faşistler MHP ve DTP’nin de verdiği güçle, gericiliği adeta ‘ilericilik’ gibi savunuyorlar. Bu sırada ise ruhlarında gizli kalmış sapıklığı ortaya çıkarıyorlar.

Öyle ki; modern görüntülerine rağmen, tüm kadınları, birer cinsel obje olarak görüp ona göre yorumluyorlar. Belli ki; gördükleri her kadınla, yatma isteği duyuyorlar. Bu kadınların kim olduğu, yakınlık dereceleri ise hiç önemli değil… Onlar; bir kadını gördüğünde, mutlaka türbana sokmaya çalışıyorlar… Belli ki; sapıklıklarına anca böyle gem vurabiliyorlar…

İslamo – faşistlerin bu ruh hali; en çok kadınları korkutuyor. “Örtünecek cinsel nesne” haline getirilen kadınlar, yaşam biçimlerinin değiştirilmeye çalışılmasından ve cinsel obje olarak görülmelerinden tedirgin oluyorlar.

Tanıdığım birçok kadın, zorla örtüneceğini düşünerek adeta bir kabus yaşıyor. “Liberal” söylem arkasına gizlenmiş olan faşizan dayatmaları TV’lerden, radyolardan dinledikçe “Türkiye nereye gidiyor?” sorusunu daha çok soruyorlar.

Köleliğin simgesi türbanı “özgürlük” diye sunan faşizan anlayış ekrana çıktıkça, “Dünyanın neresinde kapanarak özgürleşiliyor, bunlar akıllarını mı yitirdi?” demekten kendilerini alamıyorlar.

Kadınlar, türbanla başlayan ve "laikliği" yok etmeye başlayan faşizan dayatmanın, yarın hayatlarının tüm alanlarına gireceğini, baskı ve sömürü araçlarının artacağını seziyorlar.

O yüzden de AKP – MHP – DTP gericiliğine her geçen gün daha çok öfke duyuyorlar. Bu üçlüyü “şeytan üçgeni” olarak adlandırıyorlar.
Barış YARKADAŞ gerçek gündem

No comments: