Yaklaşık 2500 sayfalık iddianameyi internet üzerinden kolay ulaşılabilmesi için birbirini takip eden 7 bölüme ayırıp her birini numaralandırdık... İşte iddianamenin tam metni
Bölüm 1 - (1-400)
Bölüm 2 - (401 - 800)
Bölüm 3 - (801 - 1200)
Bölüm 4 - (1201 - 1600)
Bölüm 5 - (1601 - 2000)
Bölüm 6 - (2001 - 2400)
Bölüm 7 - (2401 - 2455)
Açılan sayfaların yüklenmesi için lütfen bekleyiniz
(Dosyaları bilgisayarınıza indirmek için dosyaya sağ tıklayıp "Hedefi farklı kaydet" seçeneğini tercih ediniz...)
link http://www.milliyet.com.tr/Yasam/SonDakika.aspx?aType=SonDakika&Kategori=turkiye&ArticleID=971076&Date=25.07.2008&b=Ergenekon%20iddianamesinin%20tam%20metni%20için%20tıklayın&ver=18
Friday, July 25, 2008
Thursday, July 24, 2008
Yorum:Harekatın Adı İran Operasyonu...
Sevgili imperia yorumlarınla birlikte açıklayıcı bilgilerin için de tşkler...
Okuduğum bir haberde İstanbul'un ajan cenneti olduğu yazılıydı..Cıa,Fbı,Mossad...
Ülkemiz konumu,tarihi,zenginlikleri bakımından tüm dünya ülkelerinin sahip olmak isteği bir ülke olduğundan ve Osmanlıdan sonra ne yazık ki çok kısa bir dönem kendi kendimizi yönetip, ardından gizli bir abd eyalet konumuna düşürüldüğümüzden şimdiye kadar ülkemizde ne olduysa dış güçler tarafından organize edildiğne inanıyorum.
Hatırlarsanız ;''16 Şubat 1997. Cumhuriyet Gazetesi’nden Leyla Tavşanoğlu, İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’le röportaj yapıyor. Bir yanıt şöyle: "Perinçek: ABD Tayyip Erdoğan’ı Başbakan, Abdullah Gül’ü de Dışişleri Bakanı yapacak. CIA’nın yan kuruluşlarından Rand Corporation’ın yayın organında da bu yazıldı."
Doğu Perinçek, bu saptamayı 3 Kasım 2002 seçimlerinden 5 yıl 8 ay önce yaptı. Aydınlık da 20 Ekim 1996 tarihinde "Abramowitz, Tayyip’i Erbakan’ın yerine hazırlıyor" kapak haberiyle ABD’nin Erdoğan’a verdiği görevi duyurmuştu.''alıntı
Bu ülkede abdnin istemediği bir hukumet görev yapmaz...
Yine hatırlarsanız Erbakan-Çiller koolisyonu abd istemediği için sonlandırılmıştı...
Parti kapatılması konusunda abdnin akp ile işinin bittiğini düşünsem de yeni oluşum için kimi hazırladığı konusunda Perinçek'ten ses soluk çıkmayınca:) acaba???diyorum...
Bir şekilde bu tasfiyenin ülke için çalışan samimi insanları hedef aldığını da düşünerekten samimi olanlar mı temizleniyor diyorum...Srebreniska da mücahitlerin ülke dışına gönderilmesi konusunda yerli halkın ''eyvah yine katliam''başlayacak endişeleri gibi benimki...
Kurtal vadisi pusu geliyor aklıma...halk olarak biz önce hazırLanıyoruz abd hoolywood taktiği bizlere de uygulanıyor...bilinçaltımıza yerleştiriliyor tüm yaşanacaklar ki ortaya çıktığında inanmamız kolaylaşsın....
Bir taraftan da 10 yaşında Maria Puzzo nun (mafya yı anlatan) ünlübaba kitabını okuyan,çocukken karete ustası Bruce Lee nin tüm filmlerine giden biri olarak tüm komplo teorilerine de inanıyorum ....
Kötülere bir şey olmayacağını iyilerin belki de kötü gibi gösterilerek yok edileceğini düşünüyorum...
Bu arada rüyamda İstanbul 'a düşman askerleri girmişti...korkunçtu....dışarıda kalmıştık evlerimize girememiştik...o dayayıp döşemekle yorulduğumuz evlerimiz düşman askerlerini bekliyordu....
napalım konuyu imperia açınca ister istemez ,otomatikman rüya anlatıyorum
Arkadaşlar abdnin gözü İran da biz İran ın komşusuyuz komşulara ne olursa ucu bize dokunuyor....tüm olaylar abd-israil in oyunu...ergenekon-kene-pkk-uyuşturucu-iran....
Sonuç olarak biz yorum yapa duralım KUKLALAR değişiyor ama KUKLACI aynı...ve kimse onu bulamıyor....
saygılar...
aKrep...
Okuduğum bir haberde İstanbul'un ajan cenneti olduğu yazılıydı..Cıa,Fbı,Mossad...
Ülkemiz konumu,tarihi,zenginlikleri bakımından tüm dünya ülkelerinin sahip olmak isteği bir ülke olduğundan ve Osmanlıdan sonra ne yazık ki çok kısa bir dönem kendi kendimizi yönetip, ardından gizli bir abd eyalet konumuna düşürüldüğümüzden şimdiye kadar ülkemizde ne olduysa dış güçler tarafından organize edildiğne inanıyorum.
Hatırlarsanız ;''16 Şubat 1997. Cumhuriyet Gazetesi’nden Leyla Tavşanoğlu, İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’le röportaj yapıyor. Bir yanıt şöyle: "Perinçek: ABD Tayyip Erdoğan’ı Başbakan, Abdullah Gül’ü de Dışişleri Bakanı yapacak. CIA’nın yan kuruluşlarından Rand Corporation’ın yayın organında da bu yazıldı."
Doğu Perinçek, bu saptamayı 3 Kasım 2002 seçimlerinden 5 yıl 8 ay önce yaptı. Aydınlık da 20 Ekim 1996 tarihinde "Abramowitz, Tayyip’i Erbakan’ın yerine hazırlıyor" kapak haberiyle ABD’nin Erdoğan’a verdiği görevi duyurmuştu.''alıntı
Bu ülkede abdnin istemediği bir hukumet görev yapmaz...
Yine hatırlarsanız Erbakan-Çiller koolisyonu abd istemediği için sonlandırılmıştı...
Parti kapatılması konusunda abdnin akp ile işinin bittiğini düşünsem de yeni oluşum için kimi hazırladığı konusunda Perinçek'ten ses soluk çıkmayınca:) acaba???diyorum...
Bir şekilde bu tasfiyenin ülke için çalışan samimi insanları hedef aldığını da düşünerekten samimi olanlar mı temizleniyor diyorum...Srebreniska da mücahitlerin ülke dışına gönderilmesi konusunda yerli halkın ''eyvah yine katliam''başlayacak endişeleri gibi benimki...
Kurtal vadisi pusu geliyor aklıma...halk olarak biz önce hazırLanıyoruz abd hoolywood taktiği bizlere de uygulanıyor...bilinçaltımıza yerleştiriliyor tüm yaşanacaklar ki ortaya çıktığında inanmamız kolaylaşsın....
Bir taraftan da 10 yaşında Maria Puzzo nun (mafya yı anlatan) ünlübaba kitabını okuyan,çocukken karete ustası Bruce Lee nin tüm filmlerine giden biri olarak tüm komplo teorilerine de inanıyorum ....
Kötülere bir şey olmayacağını iyilerin belki de kötü gibi gösterilerek yok edileceğini düşünüyorum...
Bu arada rüyamda İstanbul 'a düşman askerleri girmişti...korkunçtu....dışarıda kalmıştık evlerimize girememiştik...o dayayıp döşemekle yorulduğumuz evlerimiz düşman askerlerini bekliyordu....
napalım konuyu imperia açınca ister istemez ,otomatikman rüya anlatıyorum
Arkadaşlar abdnin gözü İran da biz İran ın komşusuyuz komşulara ne olursa ucu bize dokunuyor....tüm olaylar abd-israil in oyunu...ergenekon-kene-pkk-uyuşturucu-iran....
Sonuç olarak biz yorum yapa duralım KUKLALAR değişiyor ama KUKLACI aynı...ve kimse onu bulamıyor....
saygılar...
aKrep...
Tuesday, July 22, 2008
YORUM : ERGENOKON DA ULUSALCILARA -------SİYASETTE AK PARTİYE TASVİYE ; YENİ OLUŞUMA MERHABA.....HAREKATIN ADI İRAN OPERASYONU
ERGENKON DAVASI- AKPARTİ KAPATMA DAVASI - KASIMDAKİ ABD SEÇİMLERİ ??
DANANIN KUYRUĞU ABD SEÇİMLERİNDEN ÖNCE KOPACAK KASIMDAN ÖNCE İŞLER BİTECEK
-------------------HAREKATIN ADI İRAN OPERASYONU----------------
YORUM:GLADİO-ERGENEKON-ULUSALCILAR-PKK -SAĞ SOL TERÖR ÖRGÜTLERİ
-------------------------------BOP PROJESİ -----
sağ-sol çatışması-
alevi sünni çatışması
türk -kürt çatışması
laik-anti laik çatışması
bataklık alanları
ULUSALCILARA TASVİYE.YENİ OLUŞUMA MERHABA
Ergenekon kapsamında ortaya atılan iddialar oldukça kafa karıştırıcı ve bir o kadar da düşündürücü
sabancı suikastinden tutunda ,uğur mumcuya ...... bahriye uçok,A. Taner kışlalı,necip hablemitoğlu cinayetine kadar birçok yeni iddalarla karşı karşıyayız
çoğu zaman belirtmişimdir bilen arkadaşlar vardır
Bir olayın kimin işlediğine değil; kimin çıkarına yaradığına bakmakkta fayda vardır diye
nerde ne zaman hangi tarihte işlendiği
varsa failin kimlik bilgileri olayın asıl faillerini deşifre eder
bunu ciddi manada düşünmenizi tavsiye ederim
çünkü kimin işlediği önemli değil........ tetikçiyi ise istediğin yerde bulursun
birilerinin üstüne gidilmesi gerekiyorsa önce o grubun kısa vadeli çıkarına iş yapılmış görüntüsü verip
bakın ne yapıyorlar ne yapmışlar denilip medya aracılığyla kamuoyu oluşturulup üzerine gidilir
anlayana olayın özü kısaca budur
bu iş hep böyle yapıldı...... yapılıyor..... yapılacak ....yapılmaya da devam edilecek
Bahsi geçen cinayetler sözde gerici diye adlandırılıp islami kesime tv lerde bol bol işlenmiştir
burdan anlaşılacağı üzere ihale islami kesime kalmıştır
danıştay saldırındaolduğugibi başörtüsü ile ilgili karar alınırken saldırı yapılıp olayı islami kesimin yaptığı medyada bol bol işlenmiş failleri islami kesimde aramaya başlanmıştır
halbuki içerigirip tekbirgetirdi sonrada hakimleri vurduiddası islami kesimin ne çıkarı var sorusunu gündeme getirmişti
içimdenaslageçmemmesine rağmen bu iddialar günlerce kamuoyunu meşgul etti
son ergenekonsanıklarının ifadesinde danıştay saldırını bu örgüt elemanları tarafından yapıldığı iddia edilmektedir
şunu belirtmek isterim ki suçu kimin üzerinde kalmasını istiyorsanız o şekilde hareket edersiniz
cami yakınlarında ses bombası mı atacaksınız bir hafta sakalınızı kesmeyin gidin caminin önünde bomba atın tekbir getirip bağırın sonrada orayı terkedin
gazeteler e bol bol manşet olursunuz anayol-d hükümeti zamanında bu tür olaylar olmuştur
bu kadar basit mantıkla medyayı arkanıza alıp hertürlü hareket yapılabilinir mi?
uzunca ergenekon iddialarını okuyorum bazı gazeteler uzak duruken işi magazinsel haberler döküp sanki bir olay meydana gelmemiş gibi vurdumduymaz hareket ediyor
hürriyet-milliyet gibi
nerde bir yabancı magazin haberi var doldurmuş manşatlere ilgi yi başka yerlere çekiyor
akşam ve yeni şafak gazeteleri ise olayla ilgili haberleri gündeme getirerek sıcak tutuyor
konuyu takip eetiğim kadarıyla ergenekon soruşturması biraz can sıkıcı iddalarla dolu
bu sebepten ki gazetelerin bir kısmı işlerken bir kısmı yok hükmünde konunun yanından geçip komuoyunu başka tarafa çekmeye çalışıyor
işin ne tarafından bakılması gerektiğini bile bilmiyorum
işe 1950 li yıllardan başlatmak gerekirse
nato da gizli olarak kurulan bir yapıyla her ülke kendi ülkesini koruyacak,olası sovyet işgali sonrası direnişi başlatacak bir yapılanmanın altyapısını oluşturdu
buna gladio dendi
bu yapılanma özel harp dairelerince kendi ülesini işgalden kurtaracak ve işgale karşı mücadele edecekti
bunun için gizli silah depoları ve mücadele için örgüt kurulacaktı
işin bu mantığını anlamak mümkün
ancak bazı iddialar var ki işin rengi değişik
bu iddialara göre alınan bazı kararlar doğrultusunda bu yapının isteği doğrultusunda
karşıt fikirlere sahip terör örgütleri kurup bunları çatıştırmak ve kamuoyunu istediği gibi yönlendirmekte var
işte bu iddialar ortalığı karıştıracak türden iddialar
buna göre islmai kesimden tutunda milliyetçi cepheye sol gruplara kadar tüm unsurlar gladio diğer bir adıyla şu anki iddia edilen ismiyle ergenekon tarafından türkiye içinde oluşturuldu
sol terör gruplarıyla islmai kesimden milliyetçi cepheye kadar her türlü örgüt bu yapılanma sonucu ergenekon tarafından kurduruldu
alt ta çatışma yaşanacak konuşar seçilip
sol-sağ
laik-anti laik
kürt-türk
alevi -sünni
gerilimlerinde bu yapılanma gruplardan birini diğerine çatıştırdı
alt kesimde ki örgüt elemanlarının birbirinden habersiz üst yapı itibariyle birbirinden haberi olup bu ergenekon tarfından tepeden yönetildiği örgüt elemanlarının dahi bunu bilmediği iddası kamuoyuna tabiri caizse bomba gibi düştü
kimilerinin bildiği kimilerinin inkar ettiği bu yapılanma dış ülkelerle bağlantılı olup nasıl bir yapılanmaya sahip olduğu tam oalrak anlaşılmış değil
bu iddialara göre ergenekon kendine çatışma sahası yapmak için belli bir bataklık alanları oluşturdu
bu bataklık alanlarını develtin ali çıkarı görüp bu bataklıktan türeyen teörist gibi unsurlarla mücadele adı altında milletle halkı çatıştırdı
bataklığa dokunmayıp bataklıktan çıknala mücadele için devleti başka ülkelerin çıkarlarıyla birleştirdi
bu yapılanamya göre halk koyun hükmünde olup kendilerini sürüyü güdecek çoban olarak görmeleri gelmektedir
bu iddiaya göre sürüden uçuruma düşüp ölen koyun olur, kurdun kaptığı olur ... bunlarda sürünün akibeti için gerekli görülmesidir
halkın sürekli kontrolde tutmak için çatıştırıp kendi alyy gördükleri menfaatler doğrultunda yönlendirmektedirler
tehdit unsuru olarak bir hedef seçip kamuoyunu bir eksende tutup başka hedeflerin görülmesi engellenmektedir
asıl amaçlarının ne olduğu bilinmeyen bu yapılanamaya göre develtin yegane sahibi kendileridir
anlaşılan o ki bu yapılanmanın dışbağlantısı var ve bu bağlantı korkunç bir boyutta
pkk dan tutunda sol sağ- milliyetçi islami tüm kesimler bu yapılanmanın oluşturudğu terör örgütleri sayesinde tüm örgütlerin içinde kendi adamları var, hatta deniliyor ki bu örgütlerin başında ki kişiler kendiadamalrından oluşuyor yada bu yapılanmadan haberdarlar
bu örgütlerin birbirleriyle öyle yada böyle bir şekilde yönetiyorlar
ceremesini de halk çekiyor
son operasyonla bu yapılanmanın içinde oldukları iddia edilen bazı kişilere yönelik çok sayıda iddia gündeme geldi
benim anladığım ve dışardan bakıldığında basit bir şekilde anlaşılacağı üzere varsaki böyle bir yapılanma ki var görünüyor
bu yapılanmada şu aşamada ulusal cı diye tabir edilen grup öyle yada böyle tasviye edildiği görülmektedir
bu harekat yapılanmaya değil , bu yapılanmanın bir kanadına yapıldığını görmemek için ahmak olmak lazım
ulusalcılar tasviye ediliyor ve yaptıkları iddia edilen eylemelerden doalyı bazılarını içeri aldılar bir ksımı da dışardan olayları seyerediyor
acaba bana savcılıktan gelip içeri alacaklar mı diye beklemektedir
anlaşılacağı üzere milliyet ve hürriyet bu ulusalcı cephede olduğunu tahmin edip
karşı tarafında diğer gazeteler tarafından işlendiğini düşünürsek
hürriyet-milliyetçi tasviye edilen grubun gazetesi ......akşam ve yeni şafak gazetesi başta olmak üzere ilerde çıkacakbu konuyu işleyebilecek diğer gazeteler ise
bu yapılanmanın anti ulusal cephesini oluşturmaktadır
yani değişen bişey yok
bu yapılanmanın tasviyesi yok gibi
bu yapının bir ucu yurt dışında abd ye bağlı olduğunu düşünürsek
birilerinin dediği gibi
türkiyede derin devlet yoktur ancak tetikçisi vardır beyin dışarda tetikçi içeridedir prof mahir kaynak
mahir kaynağın bu iddiasını 15 sendir dinliyordum fakat bu sefer resim biraz değil epeyce netleşti
her ne kdar net dedim isede burdaki oluşumun sadece develt dışındaki ve sadece birkaç tepe isim göze çarpıyor
bu isimler iseoluşumun sadece bir kanadı olması düşündürücü
tetikçi görünmesine göründü de karaları alan beyin buralarda olmadığını anlamakta zor değil
bu tetikçi ergenekon ise ulusalcı cepheyi tasviye eden kim ve niçin şimdi sorusunu soruyorum
anlaşılacağı üzere ulusalcılar tasviye ediliyorsa yerine kim getirilecek sorusunu kendime sormaktan alamıyorum
önümüzdeki 50 yıllık bop projesi kapsamında birileri birilerini tasviye ediyorsa
niçin sorusunuda kendimize soralım
bu tuncay güney in iddiaları ilginç bir o kadar da adam dışardan istediği gibi ötüyor
kendisi aslen yahudi olan bu adamın niçin yakalnmadığı ise başka bir soru ??
anlaşışılacağı üzere bu tasviye işinde israilin de parmağı var cıa inde
yoksa bu adam bu iddiaları bu şekilde ortaya atıp elini kolunu sallaya sallaya abd de kanada da gezecek :)))
tuncay güney tasviyenin kamuoyu oluşturma kısmında olduğu anlaşılmaktadır
ulusalcıları tasviye edilmesinde bir şekilde konunun bir yerindedir
bu konuyu işleyenlerle bu konuyu işlemeyenler
nasıl sağ sol islami kesim gibi tabanda terör örgütleri kurulması planalana yapılanamda bu yapılanamaların belli kesim tarafından gazetelerce işlenilmesi lazım
yeniş afaktan tutunda hürriyet milliyet e kadar akşmadan cumhuriyete ve de ulusal medyaya kadar tüm bu yelpazede bu yapılanamnın dışında olmadığını düşünüyorum
birileri kendine yer beğenmiş o kadar
birileri tasviye edilecek konu işlenecek diğerleri karşı çıkıp tepki koyacak
mafyadan terör örgütlerine üniv lerden terör örgütlerine kadar develtin her kısmında parmağı olan bu yapılanma tepede bilnmeyen kişilerce yönetiliyor
4 sivil 4 asker emeklisi paşa oalrak tarif edilse belli bir zaman kesimde şahıslar değişip devir daim yapılıyor
yapılanamnın daha üstü var mıdır bilinmiyo fakat bu yapılnama dış bağlantının tetikçisi olmaktan öte gittiğini düşünmüyorum
eski tas eski hamam kendi yağımızla kavrulmya devam edeceğiz
dış mihraklı tasviye işinde içerdeki elmanlar ,oyuncular değişiyor bir anlamda da bağırsaklar temizlenip yeni işlere hazırlık yapılıyor
pek hayırlı olacağını düşünmemekle birlikte bizim yapcağımız bir iş olmadığını düşüyorum
elden gelen öğün olmaz o da vaktinde bulunmaz demiş atalarımız
bugun san yarın bana ...............
anlaşılacağı üzere bu işten bize nasip yok ........
ergenekon harekatı dışardan düğmeye basıldığı için ,iç kaynaklı olmadığı için bizim bu işten karlı çkacağımzı kim iddia edebilir ??
sadece geriye dönük olarak bağırsaklar temizleniyor
anlaşılacağı üzere derin devlet oluşumu içerdeki tetikçilerin rollerini değiştiriyor
beyin dışarda ,emirde dışardan geldiği sürece içerde de emri bekleyen tetikçi olduğu sürece bu işten karlı çıkmamız maalesef mümkün görünmüyor
iç kaynaklı dışa karşı kendini koruyan bir yapılnma olduğunu düşünseydim bunları yazmazdım
dışın güdümünde kalındıkça bize bu yapılanamalardan zerre fayda gelmez
ak parti kapatma davası ile ergenekon davası arasında bağ varmıdır ?
neden şimdi sorularını soralım
kanantimce iki tarafta tasviye edilip ak parti kapatılacak paralel bir iş
yeni oluşum ise dışarının istediği oalcak
kanaatim o ki iran operasyonu yaklaştıkça bu da abd seçimlerinde demokratların kazanacağı gibi bir tablo çıkacak görünürse iran bombalanacak cumhuriyetçiler bombayı önce irana atıp kalanları demokratların kucağına bırakıp bir süre dinlenecek
bu kapsamda ergenekon ve ak parti davaları birbiriyle ilişkili olduğunu düşünmemek elde değil
ak parti kanaatimce kapatılacak
tayyip erdoğan ın bazıgereksiz çıkışları ve ab sürecinde ab den soğuması en etkili sebepler
abd nin türkiyenin ab vitrinin den düşürmem gayereti bopla oluşturulacak ülke yapılanmasıyla doğrudan çıkarı vardır
türkiye bu kapsamda ab vitrinin den inemez
tayyi erdoğana harekat var sa ki bu sebeptendir
iran la olan diyaloğu kesmekte işin başka bir ayağıdır
demokrasi ,insan hakları,yaşasın halkların kardeşliği,tekrar demokrasi ,tekrar özgürlük :)))
bunun adı emperyalzim
söyleme değil eyleme bakmak lazım
ak parti tasviye ediliyor çünkü kafasını kaldırmasına ancak bu kadar izin verildi
abd kendi stratejik çıkarları doğrultusunda hareket eder birilerini bi şekilde öne çıkartıp zamanı geldiğinde de tasviye edip başkalarını önümüze bırakır
şimdi tasviye ediliyor kendimize bunu niçin sormuyoruz
niçin şimdi ??
başlarını kaldırmalarına bile izin verilmedi kananatimce yazık olacak
niçin yükseltiği anlamazsın niçin yok dağıtışdığını bilemezsin
niçin yükseltip önünün bir şekilde açıldığını anlamazsan ki anladığını sanmıyorum ...... karşıdan geleni göremezsin
ak parti göremedi ve tasviye ediliyor
ulusalcılarda tasviye ediliyor
yarın başkaları da tasviye edilecek........
ülkenin bu görüntüsü için yazık diyorum başka bişey demiyorum
DANANIN KUYRUĞU ABD SEÇİMLERİNDEN ÖNCE KOPACAK KASIMDAN ÖNCE İŞLER BİTECEK
-------------------HAREKATIN ADI İRAN OPERASYONU----------------
YORUM:GLADİO-ERGENEKON-ULUSALCILAR-PKK -SAĞ SOL TERÖR ÖRGÜTLERİ
-------------------------------BOP PROJESİ -----
sağ-sol çatışması-
alevi sünni çatışması
türk -kürt çatışması
laik-anti laik çatışması
bataklık alanları
ULUSALCILARA TASVİYE.YENİ OLUŞUMA MERHABA
Ergenekon kapsamında ortaya atılan iddialar oldukça kafa karıştırıcı ve bir o kadar da düşündürücü
sabancı suikastinden tutunda ,uğur mumcuya ...... bahriye uçok,A. Taner kışlalı,necip hablemitoğlu cinayetine kadar birçok yeni iddalarla karşı karşıyayız
çoğu zaman belirtmişimdir bilen arkadaşlar vardır
Bir olayın kimin işlediğine değil; kimin çıkarına yaradığına bakmakkta fayda vardır diye
nerde ne zaman hangi tarihte işlendiği
varsa failin kimlik bilgileri olayın asıl faillerini deşifre eder
bunu ciddi manada düşünmenizi tavsiye ederim
çünkü kimin işlediği önemli değil........ tetikçiyi ise istediğin yerde bulursun
birilerinin üstüne gidilmesi gerekiyorsa önce o grubun kısa vadeli çıkarına iş yapılmış görüntüsü verip
bakın ne yapıyorlar ne yapmışlar denilip medya aracılığyla kamuoyu oluşturulup üzerine gidilir
anlayana olayın özü kısaca budur
bu iş hep böyle yapıldı...... yapılıyor..... yapılacak ....yapılmaya da devam edilecek
Bahsi geçen cinayetler sözde gerici diye adlandırılıp islami kesime tv lerde bol bol işlenmiştir
burdan anlaşılacağı üzere ihale islami kesime kalmıştır
danıştay saldırındaolduğugibi başörtüsü ile ilgili karar alınırken saldırı yapılıp olayı islami kesimin yaptığı medyada bol bol işlenmiş failleri islami kesimde aramaya başlanmıştır
halbuki içerigirip tekbirgetirdi sonrada hakimleri vurduiddası islami kesimin ne çıkarı var sorusunu gündeme getirmişti
içimdenaslageçmemmesine rağmen bu iddialar günlerce kamuoyunu meşgul etti
son ergenekonsanıklarının ifadesinde danıştay saldırını bu örgüt elemanları tarafından yapıldığı iddia edilmektedir
şunu belirtmek isterim ki suçu kimin üzerinde kalmasını istiyorsanız o şekilde hareket edersiniz
cami yakınlarında ses bombası mı atacaksınız bir hafta sakalınızı kesmeyin gidin caminin önünde bomba atın tekbir getirip bağırın sonrada orayı terkedin
gazeteler e bol bol manşet olursunuz anayol-d hükümeti zamanında bu tür olaylar olmuştur
bu kadar basit mantıkla medyayı arkanıza alıp hertürlü hareket yapılabilinir mi?
uzunca ergenekon iddialarını okuyorum bazı gazeteler uzak duruken işi magazinsel haberler döküp sanki bir olay meydana gelmemiş gibi vurdumduymaz hareket ediyor
hürriyet-milliyet gibi
nerde bir yabancı magazin haberi var doldurmuş manşatlere ilgi yi başka yerlere çekiyor
akşam ve yeni şafak gazeteleri ise olayla ilgili haberleri gündeme getirerek sıcak tutuyor
konuyu takip eetiğim kadarıyla ergenekon soruşturması biraz can sıkıcı iddalarla dolu
bu sebepten ki gazetelerin bir kısmı işlerken bir kısmı yok hükmünde konunun yanından geçip komuoyunu başka tarafa çekmeye çalışıyor
işin ne tarafından bakılması gerektiğini bile bilmiyorum
işe 1950 li yıllardan başlatmak gerekirse
nato da gizli olarak kurulan bir yapıyla her ülke kendi ülkesini koruyacak,olası sovyet işgali sonrası direnişi başlatacak bir yapılanmanın altyapısını oluşturdu
buna gladio dendi
bu yapılanma özel harp dairelerince kendi ülesini işgalden kurtaracak ve işgale karşı mücadele edecekti
bunun için gizli silah depoları ve mücadele için örgüt kurulacaktı
işin bu mantığını anlamak mümkün
ancak bazı iddialar var ki işin rengi değişik
bu iddialara göre alınan bazı kararlar doğrultusunda bu yapının isteği doğrultusunda
karşıt fikirlere sahip terör örgütleri kurup bunları çatıştırmak ve kamuoyunu istediği gibi yönlendirmekte var
işte bu iddialar ortalığı karıştıracak türden iddialar
buna göre islmai kesimden tutunda milliyetçi cepheye sol gruplara kadar tüm unsurlar gladio diğer bir adıyla şu anki iddia edilen ismiyle ergenekon tarafından türkiye içinde oluşturuldu
sol terör gruplarıyla islmai kesimden milliyetçi cepheye kadar her türlü örgüt bu yapılanma sonucu ergenekon tarafından kurduruldu
alt ta çatışma yaşanacak konuşar seçilip
sol-sağ
laik-anti laik
kürt-türk
alevi -sünni
gerilimlerinde bu yapılanma gruplardan birini diğerine çatıştırdı
alt kesimde ki örgüt elemanlarının birbirinden habersiz üst yapı itibariyle birbirinden haberi olup bu ergenekon tarfından tepeden yönetildiği örgüt elemanlarının dahi bunu bilmediği iddası kamuoyuna tabiri caizse bomba gibi düştü
kimilerinin bildiği kimilerinin inkar ettiği bu yapılanma dış ülkelerle bağlantılı olup nasıl bir yapılanmaya sahip olduğu tam oalrak anlaşılmış değil
bu iddialara göre ergenekon kendine çatışma sahası yapmak için belli bir bataklık alanları oluşturdu
bu bataklık alanlarını develtin ali çıkarı görüp bu bataklıktan türeyen teörist gibi unsurlarla mücadele adı altında milletle halkı çatıştırdı
bataklığa dokunmayıp bataklıktan çıknala mücadele için devleti başka ülkelerin çıkarlarıyla birleştirdi
bu yapılanamya göre halk koyun hükmünde olup kendilerini sürüyü güdecek çoban olarak görmeleri gelmektedir
bu iddiaya göre sürüden uçuruma düşüp ölen koyun olur, kurdun kaptığı olur ... bunlarda sürünün akibeti için gerekli görülmesidir
halkın sürekli kontrolde tutmak için çatıştırıp kendi alyy gördükleri menfaatler doğrultunda yönlendirmektedirler
tehdit unsuru olarak bir hedef seçip kamuoyunu bir eksende tutup başka hedeflerin görülmesi engellenmektedir
asıl amaçlarının ne olduğu bilinmeyen bu yapılanamaya göre develtin yegane sahibi kendileridir
anlaşılan o ki bu yapılanmanın dışbağlantısı var ve bu bağlantı korkunç bir boyutta
pkk dan tutunda sol sağ- milliyetçi islami tüm kesimler bu yapılanmanın oluşturudğu terör örgütleri sayesinde tüm örgütlerin içinde kendi adamları var, hatta deniliyor ki bu örgütlerin başında ki kişiler kendiadamalrından oluşuyor yada bu yapılanmadan haberdarlar
bu örgütlerin birbirleriyle öyle yada böyle bir şekilde yönetiyorlar
ceremesini de halk çekiyor
son operasyonla bu yapılanmanın içinde oldukları iddia edilen bazı kişilere yönelik çok sayıda iddia gündeme geldi
benim anladığım ve dışardan bakıldığında basit bir şekilde anlaşılacağı üzere varsaki böyle bir yapılanma ki var görünüyor
bu yapılanmada şu aşamada ulusal cı diye tabir edilen grup öyle yada böyle tasviye edildiği görülmektedir
bu harekat yapılanmaya değil , bu yapılanmanın bir kanadına yapıldığını görmemek için ahmak olmak lazım
ulusalcılar tasviye ediliyor ve yaptıkları iddia edilen eylemelerden doalyı bazılarını içeri aldılar bir ksımı da dışardan olayları seyerediyor
acaba bana savcılıktan gelip içeri alacaklar mı diye beklemektedir
anlaşılacağı üzere milliyet ve hürriyet bu ulusalcı cephede olduğunu tahmin edip
karşı tarafında diğer gazeteler tarafından işlendiğini düşünürsek
hürriyet-milliyetçi tasviye edilen grubun gazetesi ......akşam ve yeni şafak gazetesi başta olmak üzere ilerde çıkacakbu konuyu işleyebilecek diğer gazeteler ise
bu yapılanmanın anti ulusal cephesini oluşturmaktadır
yani değişen bişey yok
bu yapılanmanın tasviyesi yok gibi
bu yapının bir ucu yurt dışında abd ye bağlı olduğunu düşünürsek
birilerinin dediği gibi
türkiyede derin devlet yoktur ancak tetikçisi vardır beyin dışarda tetikçi içeridedir prof mahir kaynak
mahir kaynağın bu iddiasını 15 sendir dinliyordum fakat bu sefer resim biraz değil epeyce netleşti
her ne kdar net dedim isede burdaki oluşumun sadece develt dışındaki ve sadece birkaç tepe isim göze çarpıyor
bu isimler iseoluşumun sadece bir kanadı olması düşündürücü
tetikçi görünmesine göründü de karaları alan beyin buralarda olmadığını anlamakta zor değil
bu tetikçi ergenekon ise ulusalcı cepheyi tasviye eden kim ve niçin şimdi sorusunu soruyorum
anlaşılacağı üzere ulusalcılar tasviye ediliyorsa yerine kim getirilecek sorusunu kendime sormaktan alamıyorum
önümüzdeki 50 yıllık bop projesi kapsamında birileri birilerini tasviye ediyorsa
niçin sorusunuda kendimize soralım
bu tuncay güney in iddiaları ilginç bir o kadar da adam dışardan istediği gibi ötüyor
kendisi aslen yahudi olan bu adamın niçin yakalnmadığı ise başka bir soru ??
anlaşışılacağı üzere bu tasviye işinde israilin de parmağı var cıa inde
yoksa bu adam bu iddiaları bu şekilde ortaya atıp elini kolunu sallaya sallaya abd de kanada da gezecek :)))
tuncay güney tasviyenin kamuoyu oluşturma kısmında olduğu anlaşılmaktadır
ulusalcıları tasviye edilmesinde bir şekilde konunun bir yerindedir
bu konuyu işleyenlerle bu konuyu işlemeyenler
nasıl sağ sol islami kesim gibi tabanda terör örgütleri kurulması planalana yapılanamda bu yapılanamaların belli kesim tarafından gazetelerce işlenilmesi lazım
yeniş afaktan tutunda hürriyet milliyet e kadar akşmadan cumhuriyete ve de ulusal medyaya kadar tüm bu yelpazede bu yapılanamnın dışında olmadığını düşünüyorum
birileri kendine yer beğenmiş o kadar
birileri tasviye edilecek konu işlenecek diğerleri karşı çıkıp tepki koyacak
mafyadan terör örgütlerine üniv lerden terör örgütlerine kadar develtin her kısmında parmağı olan bu yapılanma tepede bilnmeyen kişilerce yönetiliyor
4 sivil 4 asker emeklisi paşa oalrak tarif edilse belli bir zaman kesimde şahıslar değişip devir daim yapılıyor
yapılanamnın daha üstü var mıdır bilinmiyo fakat bu yapılnama dış bağlantının tetikçisi olmaktan öte gittiğini düşünmüyorum
eski tas eski hamam kendi yağımızla kavrulmya devam edeceğiz
dış mihraklı tasviye işinde içerdeki elmanlar ,oyuncular değişiyor bir anlamda da bağırsaklar temizlenip yeni işlere hazırlık yapılıyor
pek hayırlı olacağını düşünmemekle birlikte bizim yapcağımız bir iş olmadığını düşüyorum
elden gelen öğün olmaz o da vaktinde bulunmaz demiş atalarımız
bugun san yarın bana ...............
anlaşılacağı üzere bu işten bize nasip yok ........
ergenekon harekatı dışardan düğmeye basıldığı için ,iç kaynaklı olmadığı için bizim bu işten karlı çkacağımzı kim iddia edebilir ??
sadece geriye dönük olarak bağırsaklar temizleniyor
anlaşılacağı üzere derin devlet oluşumu içerdeki tetikçilerin rollerini değiştiriyor
beyin dışarda ,emirde dışardan geldiği sürece içerde de emri bekleyen tetikçi olduğu sürece bu işten karlı çıkmamız maalesef mümkün görünmüyor
iç kaynaklı dışa karşı kendini koruyan bir yapılnma olduğunu düşünseydim bunları yazmazdım
dışın güdümünde kalındıkça bize bu yapılanamalardan zerre fayda gelmez
ak parti kapatma davası ile ergenekon davası arasında bağ varmıdır ?
neden şimdi sorularını soralım
kanantimce iki tarafta tasviye edilip ak parti kapatılacak paralel bir iş
yeni oluşum ise dışarının istediği oalcak
kanaatim o ki iran operasyonu yaklaştıkça bu da abd seçimlerinde demokratların kazanacağı gibi bir tablo çıkacak görünürse iran bombalanacak cumhuriyetçiler bombayı önce irana atıp kalanları demokratların kucağına bırakıp bir süre dinlenecek
bu kapsamda ergenekon ve ak parti davaları birbiriyle ilişkili olduğunu düşünmemek elde değil
ak parti kanaatimce kapatılacak
tayyip erdoğan ın bazıgereksiz çıkışları ve ab sürecinde ab den soğuması en etkili sebepler
abd nin türkiyenin ab vitrinin den düşürmem gayereti bopla oluşturulacak ülke yapılanmasıyla doğrudan çıkarı vardır
türkiye bu kapsamda ab vitrinin den inemez
tayyi erdoğana harekat var sa ki bu sebeptendir
iran la olan diyaloğu kesmekte işin başka bir ayağıdır
demokrasi ,insan hakları,yaşasın halkların kardeşliği,tekrar demokrasi ,tekrar özgürlük :)))
bunun adı emperyalzim
söyleme değil eyleme bakmak lazım
ak parti tasviye ediliyor çünkü kafasını kaldırmasına ancak bu kadar izin verildi
abd kendi stratejik çıkarları doğrultusunda hareket eder birilerini bi şekilde öne çıkartıp zamanı geldiğinde de tasviye edip başkalarını önümüze bırakır
şimdi tasviye ediliyor kendimize bunu niçin sormuyoruz
niçin şimdi ??
başlarını kaldırmalarına bile izin verilmedi kananatimce yazık olacak
niçin yükseltiği anlamazsın niçin yok dağıtışdığını bilemezsin
niçin yükseltip önünün bir şekilde açıldığını anlamazsan ki anladığını sanmıyorum ...... karşıdan geleni göremezsin
ak parti göremedi ve tasviye ediliyor
ulusalcılarda tasviye ediliyor
yarın başkaları da tasviye edilecek........
ülkenin bu görüntüsü için yazık diyorum başka bişey demiyorum
Labels:
akşam gazetesi,
cıa,
ergenekon,
gladio,
hürriyet gazetesi,
mahir kaynak,
milliyet gazetesi,
mossad,
PKK,
tasviye,
tuncay güney,
ulusal basın,
yenişafak
Monday, July 21, 2008
Yorum:gladio ergenekon bağlantısı
Sevgili imperia konu için tşkler...Arkadaşlar konu çok karışık ben sadece Deniz Baykal ile ilgilendim.Bir tane de yanar döner olmayan bir siyasetçi çıkacak mı ülkemizde,hala ümidimiz var mı?Benim yok...Siyaset çirkinlikten ibaret çünkü....
saygılar...
aKrep...
''CHP lideri, 1990'da İtalya'da başlayan "Gladio" operasyonunun ardından Türkiye'de benzer bir yapılanmanın olup olmadığının ortaya çıkarılması için konunun TBMM'ye taşınmasına öncülük etti. O dönemde SHP Antalya milletvekili olan Baykal, 29 arkadaşıyla Meclis Başkanlığı'na verdiği önergede, "Özel Harp Dairesi" ve "Kontrgerilla" iddialarının araştırılması için komisyon kurulmasını istedi.
18 yıl önce Parlamento'da SHP Antalya milletvekili olarak yer alan Baykal, o dönemde tartışılması bile neredeyse "tabu" olan "Özel Harp Dairesi" ve "Kontrgerilla"yı Meclis gündemine taşıma cesaretini gösterdi. Baykal, 4 Aralık 1990'da Meclis Başkanlığı'na 29 milletvekili arkadaşıyla birlikte önerge verdi. Önergede İtalya'nın, NATO'nun kurdurduğu gizli örgütlenmeye karşı verdiği mücadeleye vurgu yapılıyor. Türkiye'nin de NATO üyesi olduğuna, benzer örgütlerin Türkiye'de de kurulmuş olabileceğine dikkat çekiliyor. Önergede, Meclis iradesinin üstünlüğünün altı ise şöyle çiziliyor: "Son otuz yılda üç askerî müdahale yaşayan, terör olayları ile istikrarsızlığa sürüklenen ülkemizde, geçmişin karanlığını aydınlatmak, demokrasimizin geleceği açısından kaçınılmaz bir görevdir. ''
devamı http://www.haber7.com/haber/20080704/Baykalin-bakisi-18-yilda-nasil-degisti.php
saygılar...
aKrep...
''CHP lideri, 1990'da İtalya'da başlayan "Gladio" operasyonunun ardından Türkiye'de benzer bir yapılanmanın olup olmadığının ortaya çıkarılması için konunun TBMM'ye taşınmasına öncülük etti. O dönemde SHP Antalya milletvekili olan Baykal, 29 arkadaşıyla Meclis Başkanlığı'na verdiği önergede, "Özel Harp Dairesi" ve "Kontrgerilla" iddialarının araştırılması için komisyon kurulmasını istedi.
18 yıl önce Parlamento'da SHP Antalya milletvekili olarak yer alan Baykal, o dönemde tartışılması bile neredeyse "tabu" olan "Özel Harp Dairesi" ve "Kontrgerilla"yı Meclis gündemine taşıma cesaretini gösterdi. Baykal, 4 Aralık 1990'da Meclis Başkanlığı'na 29 milletvekili arkadaşıyla birlikte önerge verdi. Önergede İtalya'nın, NATO'nun kurdurduğu gizli örgütlenmeye karşı verdiği mücadeleye vurgu yapılıyor. Türkiye'nin de NATO üyesi olduğuna, benzer örgütlerin Türkiye'de de kurulmuş olabileceğine dikkat çekiliyor. Önergede, Meclis iradesinin üstünlüğünün altı ise şöyle çiziliyor: "Son otuz yılda üç askerî müdahale yaşayan, terör olayları ile istikrarsızlığa sürüklenen ülkemizde, geçmişin karanlığını aydınlatmak, demokrasimizin geleceği açısından kaçınılmaz bir görevdir. ''
devamı http://www.haber7.com/haber/20080704/Baykalin-bakisi-18-yilda-nasil-degisti.php
Sunday, July 20, 2008
ARANAN ADAM TUNCAY GÜNEY 4.FASIL:gladio-ergenekon bağlantısı
18 yıl önce Ergenekon için önerge vermişti
Ergenekon soruşturmasına ısrarla karşı çıkan CHP lideri Baykal, bundan 18 yıl önce Türkiye'deki Gladio (Ergenekon) yapılandırılmasının ortaya çıkması için önerge vermişti.
Deniz Baykal, Bursa'da 700 yıl önce kurulan, Osmanlı kır mimarisinin örneklerini Türkiye'de en iyi yaşatan köy olarak bilinen tarihi Cumalızık köyünde partililerle kahvaltı yaptı, köy sakinleriyle sohbet etti. BEHÇET GÜNGÖR/ ANKARA
Ergenekon soruşturmasına ısrarla karşı çıkan CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, bundan 18 yıl önce Türkiye'deki Gladio(Ergenekon) yapılandırılmasının ortaya çıkması için 29 arkadaşıyla bir araştırma önergesi vermişti. Baykal, verdiği önergede bir çok NATO ülkesinde görülen Gladio yapılanmasının Türkiye'de de ivedilikle ve duyarlı bir şekilde araştırılmasını isteyerek, bu yapının ortaya çıkarılmasıyla egemenliğin halka ait olduğunun ortaya konulmasını talep etmişti. Önergenin lehine konuşan Baykal'ın arkadaşı Hasan Fehmi Güneş ise birçok terör eyleminin faillerinin ortaya çıkmadığını belirterek, Türkiye'de de böyle bir yapılanmanın olduğunu savunmuştu.
BAYKAL ŞİMDİ KARŞI ÇIKIYOR
CHP lideri Baykal ve CHP yönetimi devlet içindeki Ergenekon yapılanmasını ortaya çıkarmayı hedefleyen Ergenekon soruşturmasına sürekli karşı çıkıyor. Ancak CHP'liler bundan 18 yıl önce böyle düşünmüyordu. CHP 12 Eylül askeri darbesi yüzünden kapalı olduğu için 4 Aralık 1990 tarihinde SHP'de siyaset yapan CHP lideri Baykal ve 29 arkadaşı o dönem Gladio olarak kamuoyunda dillendirilen derin devletin ortaya çıkarılmasını savunmuşlardı. Bu konuda bir araştırma önergesi veren Baykal ve arkadaşları, Meclis'in bu konu üzerine gitmesini istemişti.
AK Parti bize sorsaydı tablo farklı olurdu
CHP lideri Baykal, “AK Parti yönetimi, Türkiye'nin böyle bir gerilime sürüklenmesini önlemek için bir uzlaşma arayışına girmiş olsaydı, dayatmacı, zorlayıcı bir yaklaşım içinde olmasaydı, Türkiye'yi krize sürükleyebilecek kararları alırken muhalefetle, bizlerle daha yakın bir iş birliği içine girmiş olsaydı, sanıyorum bugün Türkiye'nin tablosu daha farklı olurdu. AK Parti'nin durumu da farklı olurdu” dedi.
Ergenekon soruşturmasına ısrarla karşı çıkan CHP lideri Baykal, bundan 18 yıl önce Türkiye'deki Gladio (Ergenekon) yapılandırılmasının ortaya çıkması için önerge vermişti.
Deniz Baykal, Bursa'da 700 yıl önce kurulan, Osmanlı kır mimarisinin örneklerini Türkiye'de en iyi yaşatan köy olarak bilinen tarihi Cumalızık köyünde partililerle kahvaltı yaptı, köy sakinleriyle sohbet etti. BEHÇET GÜNGÖR/ ANKARA
Ergenekon soruşturmasına ısrarla karşı çıkan CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, bundan 18 yıl önce Türkiye'deki Gladio(Ergenekon) yapılandırılmasının ortaya çıkması için 29 arkadaşıyla bir araştırma önergesi vermişti. Baykal, verdiği önergede bir çok NATO ülkesinde görülen Gladio yapılanmasının Türkiye'de de ivedilikle ve duyarlı bir şekilde araştırılmasını isteyerek, bu yapının ortaya çıkarılmasıyla egemenliğin halka ait olduğunun ortaya konulmasını talep etmişti. Önergenin lehine konuşan Baykal'ın arkadaşı Hasan Fehmi Güneş ise birçok terör eyleminin faillerinin ortaya çıkmadığını belirterek, Türkiye'de de böyle bir yapılanmanın olduğunu savunmuştu.
BAYKAL ŞİMDİ KARŞI ÇIKIYOR
CHP lideri Baykal ve CHP yönetimi devlet içindeki Ergenekon yapılanmasını ortaya çıkarmayı hedefleyen Ergenekon soruşturmasına sürekli karşı çıkıyor. Ancak CHP'liler bundan 18 yıl önce böyle düşünmüyordu. CHP 12 Eylül askeri darbesi yüzünden kapalı olduğu için 4 Aralık 1990 tarihinde SHP'de siyaset yapan CHP lideri Baykal ve 29 arkadaşı o dönem Gladio olarak kamuoyunda dillendirilen derin devletin ortaya çıkarılmasını savunmuşlardı. Bu konuda bir araştırma önergesi veren Baykal ve arkadaşları, Meclis'in bu konu üzerine gitmesini istemişti.
AK Parti bize sorsaydı tablo farklı olurdu
CHP lideri Baykal, “AK Parti yönetimi, Türkiye'nin böyle bir gerilime sürüklenmesini önlemek için bir uzlaşma arayışına girmiş olsaydı, dayatmacı, zorlayıcı bir yaklaşım içinde olmasaydı, Türkiye'yi krize sürükleyebilecek kararları alırken muhalefetle, bizlerle daha yakın bir iş birliği içine girmiş olsaydı, sanıyorum bugün Türkiye'nin tablosu daha farklı olurdu. AK Parti'nin durumu da farklı olurdu” dedi.
ARANAN ADAM TUNCAY GÜNEY 3.FASIL:iç çatışmaları ergenekon çıkardı
Ergenekon devletle milleti çatıştırdı
AMASYA
Anavatan Partisi lideri Erkan Mumcu, “Ergenekon soruşturması, Türkiye'de devam eden çatışmayı kızıştırmak amacıyla sürdürülmektedir” dedi. Çeşitli ziyaretlerde bulunmak için Amasya'ya giden Mumcu, Ergenekon soruşturmasıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Türkiye'de zaman zaman çeşitli alanlarda çatışma ortamı yaratıldığını ifade eden Erkan Mumcu, “Bana, Türkiye'de Ergenekon benzeri örgütlenmeler var mı, olmuş mudur ve bunlar bir takım suçlar işlemişler midir, diye soracak olursanız kanaatim kesinlikle evettir. Asıl misyonu Türkiye'yi sürekli bir çatışma ortamında tutmak olmuştur. Türkiye'de asker siyasetle, siyaset askerle çatışmıştır. Devlet, milletle çatışmıştır. Din, laiklikle çatıştırılmıştır ve bu çatışma pozisyonlarının tamamı yapay olarak üretilmiştir. Türkiye'nin gücünün ortaya çıkması istenmemektedir” dedi
AMASYA
Anavatan Partisi lideri Erkan Mumcu, “Ergenekon soruşturması, Türkiye'de devam eden çatışmayı kızıştırmak amacıyla sürdürülmektedir” dedi. Çeşitli ziyaretlerde bulunmak için Amasya'ya giden Mumcu, Ergenekon soruşturmasıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Türkiye'de zaman zaman çeşitli alanlarda çatışma ortamı yaratıldığını ifade eden Erkan Mumcu, “Bana, Türkiye'de Ergenekon benzeri örgütlenmeler var mı, olmuş mudur ve bunlar bir takım suçlar işlemişler midir, diye soracak olursanız kanaatim kesinlikle evettir. Asıl misyonu Türkiye'yi sürekli bir çatışma ortamında tutmak olmuştur. Türkiye'de asker siyasetle, siyaset askerle çatışmıştır. Devlet, milletle çatışmıştır. Din, laiklikle çatıştırılmıştır ve bu çatışma pozisyonlarının tamamı yapay olarak üretilmiştir. Türkiye'nin gücünün ortaya çıkması istenmemektedir” dedi
ARANAN ADAM TUNCAY GÜNEY 2.FASIL:pkk -ergenekon ilişkisi
PKK Ergenekon ilişkisini Duran Kalkan sağlıyor
Terör örgütü PKK'nın eski yöneticilerinden Şükrü Gülmüş, Öcalan'ın Ergenekon'la dirsek temasında olduğunu belirterek 'İki örgütün ilişkisini Duran Kalkan yönetiyor' dedi.
ŞABAN ARSLAN / İSTANBUL
Teröristbaşı Abdullah Öcalan yakalandıktan sonra silahlı mücadeleye bırakarak bir grup arkadaşıyla Almanya'da fikri mücadeleye başlayan eski PKK yöneticisi Şükrü Gülmüş, Ergenekon'un terör örgütüyle ilişkisi olduğunu söyledi. Gülmüş, Öcalan'ın PKK'daki infazları Ergenekon'a yaptırdığını, iki örgütün ilişkisini terörist Duran Kalkan'ın yönettiğini ileri sürdü.
ÖCALAN İKİ TARAFI DA KULLANDI
PKK içinde, Abdullah Öcalan ve muhalif kanattaki isimlerin Ergenekon'u tartıştığını söyleyen Şükrü Gülmüş, “1999'da Abdullah Öcalan'ın İmralı'ya konulmasının ardından 30 yıllık tarihi sorguluyorum. 30'a yakın arkadaşımla 10 yıldır fikri mücadele veriyoruz. 30 yıllık mücadelemin analizi, Ergenekon'un sivil kanadının Öcalan'a dirsek temasında olduğudur' dedi.
İNFAZLARI ERGENEKON YAPTI
PKK'nın başlangıçta, Kemal Burkay, Mümtaz Kotan ve Abdullah Öcalan liderliğinde üç partiyle yola çıktığını anlatan Şükrü Gülmüş, “Öcalan silahlı mücadeleyle bağımsızlık mücadelesine soyundu. Ama İmralı'ya geldiğinde, 'demokratik konfederalizm' dedi. Demek ki 1999'a kadar biz kendi kendimizi kandırıyorduk' dedi. Öcalan'ın, alt edemeyeceği kişilerin infazını Ergenekon'a yaptırdığını iddia eden Gülmüş, “Bir kısmını tasfiye ediyor, bir kısmını da Ergenekon'a havale ediyordu. Mesela Hikmet Fidan Diyarbakır'da silahsız bir örgütlenme kurmak istiyordu, ama kafasına kurşun sıkıldı” şeklinde konuştu. Kandil'de Öcalan'ın temsil eden kişinin törerist Duran Kalkan olduğunu söyleyen Gülmüş, “Ergenekon'un PKK içindeki temsilcisi de odur” dedi.
Gülmüş Öcalan'ın “Ergenekon'dan uzak durun' mesajını şöyle değerlendirdi: “Öcalan Orgenekon'la ilişkileri sabitleşince, 'Ne olacak. Ben içerdeydim. Bu kadar direndim' diyecek. Ama o Ergenekon'un sivil kanatıyla dirsek temasında” şeklinde konuştu
Tuncay Güney doğru söylüyor
Tuncay Güney'in Yeni Şafak'ta yayınlanan “Ergenekon isterse PKK bir ayda biter' sözlerinin doğru bir tespit olduğunu söyleyen Şükrü Gülmüş 'Bana göre Tuncay Güney çok önemli bilgilere sahip. Ben ona yüzde 60 hak veriyorum. Ergenekon'un PKK kanadıyla Öcalan'ın ortak paydaları var” dedi.
Terör örgütü PKK'nın eski yöneticilerinden Şükrü Gülmüş, Öcalan'ın Ergenekon'la dirsek temasında olduğunu belirterek 'İki örgütün ilişkisini Duran Kalkan yönetiyor' dedi.
ŞABAN ARSLAN / İSTANBUL
Teröristbaşı Abdullah Öcalan yakalandıktan sonra silahlı mücadeleye bırakarak bir grup arkadaşıyla Almanya'da fikri mücadeleye başlayan eski PKK yöneticisi Şükrü Gülmüş, Ergenekon'un terör örgütüyle ilişkisi olduğunu söyledi. Gülmüş, Öcalan'ın PKK'daki infazları Ergenekon'a yaptırdığını, iki örgütün ilişkisini terörist Duran Kalkan'ın yönettiğini ileri sürdü.
ÖCALAN İKİ TARAFI DA KULLANDI
PKK içinde, Abdullah Öcalan ve muhalif kanattaki isimlerin Ergenekon'u tartıştığını söyleyen Şükrü Gülmüş, “1999'da Abdullah Öcalan'ın İmralı'ya konulmasının ardından 30 yıllık tarihi sorguluyorum. 30'a yakın arkadaşımla 10 yıldır fikri mücadele veriyoruz. 30 yıllık mücadelemin analizi, Ergenekon'un sivil kanadının Öcalan'a dirsek temasında olduğudur' dedi.
İNFAZLARI ERGENEKON YAPTI
PKK'nın başlangıçta, Kemal Burkay, Mümtaz Kotan ve Abdullah Öcalan liderliğinde üç partiyle yola çıktığını anlatan Şükrü Gülmüş, “Öcalan silahlı mücadeleyle bağımsızlık mücadelesine soyundu. Ama İmralı'ya geldiğinde, 'demokratik konfederalizm' dedi. Demek ki 1999'a kadar biz kendi kendimizi kandırıyorduk' dedi. Öcalan'ın, alt edemeyeceği kişilerin infazını Ergenekon'a yaptırdığını iddia eden Gülmüş, “Bir kısmını tasfiye ediyor, bir kısmını da Ergenekon'a havale ediyordu. Mesela Hikmet Fidan Diyarbakır'da silahsız bir örgütlenme kurmak istiyordu, ama kafasına kurşun sıkıldı” şeklinde konuştu. Kandil'de Öcalan'ın temsil eden kişinin törerist Duran Kalkan olduğunu söyleyen Gülmüş, “Ergenekon'un PKK içindeki temsilcisi de odur” dedi.
Gülmüş Öcalan'ın “Ergenekon'dan uzak durun' mesajını şöyle değerlendirdi: “Öcalan Orgenekon'la ilişkileri sabitleşince, 'Ne olacak. Ben içerdeydim. Bu kadar direndim' diyecek. Ama o Ergenekon'un sivil kanatıyla dirsek temasında” şeklinde konuştu
Tuncay Güney doğru söylüyor
Tuncay Güney'in Yeni Şafak'ta yayınlanan “Ergenekon isterse PKK bir ayda biter' sözlerinin doğru bir tespit olduğunu söyleyen Şükrü Gülmüş 'Bana göre Tuncay Güney çok önemli bilgilere sahip. Ben ona yüzde 60 hak veriyorum. Ergenekon'un PKK kanadıyla Öcalan'ın ortak paydaları var” dedi.
Labels:
duran kalkan,
ergenekon,
imralı,
kemal burkay,
mümtaz kotan,
PKK,
şükrü gülmüş,
tuncay güney,
yeni şafak
ARANAN ADAM TUNCAY GÜNEY : Musevi asıllı ergenekon u deşifre eden firari kilit adam tuncay güney in yeni şafak yazarıyla msn deki röpörtajı
Şaban Arslan'dan Tuncay Güney'e cevap
32. Gün programında, Tuncay Güney'in, 'Benim beyanlarım değil' ve 'İstihbarat'ın adamı' suçlamalarını yönelttiği Yeni Şafak Gazetesi İstihbarat Müdürü Şaban Arslan, suçlamalara yanıt verdi. Arslan, '20 yıldır bu işi yapıyorum. Yüzlerce manşet habere imza attım. Hiç birinde belgesiz ya da yalan yazmadım. Ayrıca bu süre içinde, gazetecilik dışında hiçbir iş yapmadım' dedi.
Yeni Şafak Gazetesi İstihbarat Müdürü Şaban ArslanYeni Şafak Gazetesi İstihbarat Müdürü Şaban Arslan'ın açıklaması şöyle:
Tuncay Güney'in, Kanal D'deki 32. Gün programında da yayınlanan Yeni şafak'ın 'Ergenekon PKK'yı bir ayda bitirir', başlıklı haberdeki ifadeleri için 'Bana ait değil' ve şahsıma ait,'Şaban Arslan İstihbarat'a bağlı çalışır. Patronlarından emir alır' gibi son derece anlamsız ifadelerini, üzülerek okuyorum.
1988 yılından bu yana, tam 20 yıldır, (13 yılı Hürriyet'te olmak üzere), tek geçim kaynağım gazeteciliktir. Hiç kimsenin, Şaban Arslan'ın, gazetecilik dışında bir geliri olduğunu iddia etmeye hakkı yoktur. Ederse de bunu belgelemek zorundadır.
Tuncay Güney'in ayrıca, elindeki belgeleri, 'Bunları bana Şaban Arslan gönderdi' dediği belgeler, kendisinin 2001 yılında Organize Suçlar Şubesi'nde verdiği ifadelerdir. Bu ifadelerin verilmesinin üzerinden 7 yıl geçmiştir. Bu işlere ilgi duyan herkesin kolaylıkla elde edebileceği belgelerdir. Daha bugün bu ifadeleri, benden isteyen bir arkadaşıma gönderdim. Benden bu ifadeleri istediğini hatırlıyorum, Tuncay Güney'e de göndermiş olabilirim.
Hem ayrıca, Sn. Mehmet Ali Birand da program sırasında yaptığı son derece mantıklı açıklamayla Ergenekon soruşturması kapsamında polis, savcılık ve mahkemede alınan ifadelerin aylardır mail ortamında dolaştığını beyan ettiler. Kendilerine teşekkürü borç biliyorum. Çünkü şu ana kadar alınan ifadelerin büyük bölümü bende var ve bunların çoğu bana mail ortamından geldi.
Ayrıca, ifadeler gizli diyorlar ama nasıl oluyorsa daha dava açılmadan, Ergenekon operasyonunda alınan ifadeler ışığında kitaplar yazılıyor.
Şunu da söylemek istiyorum. Tuncay Güney'le ilk röportaj yapan gazeteci benim. Sanıyorum yılbaşından bu yana çok sayıda görüşmemiz oldu. Öncesinde hiç tanışıklığımız olmadığını belirtmek istediğim Güney'e herkesin aradığı bir dönemde ulaşmam, tamamen gazetecilik başarısıdır. Ayrıca bugün gazete ve televizyonlarda, 'Şimdi sayın seyirciler, Kanada'dan Tuncay Güney'e bağlanıyoruz' diyen ve gazetelerine bu kişiyle ilgili haber yapan arkadaşlarımızın çoğuna Tuncay Güney'in telefonunu ben vermişimdir.
Son 5-6 aydır msn'den ve telefondan, Tuncay Güney'le yoğun bir görüşme trafiği yaptım. Ama bu görüşmelerin tamamen gazetecilik amaçlı olduğunun bilinmesini isterim. Ki bu görüşmelerden aldığım notlardan haber değeri olanları gazetemde daha önce üç kez haber yapmıştım.
Güney'le yaptığım görüşmelerde, Ergenekon soruşturmasının gizliliğine zarar verecek diyaloglara girmemem gerektiğini herkesten iyi bilenlerdenim.
Tuncay Güney'in, güvenlik kaygısı nedeniyle aşırı tepki verdiğini ve konuyu abarttığını düşünüyorum. Ancak şahsıma yönelik, 'Ben böyle bir şey demedim' şeklindeki ağır suçlaması nedeniyle msn'den yaptığımız görüşmeyle ilgili kaydın ilgili bölümlerini dikkatinize sunuyorum.
Saygılarımla.
Şaban Arslan
Yeni Şafak Gazetesi İstihbarat Müdürü
16 TEMMUZ 2008 TARİHLİ MSN GÖRÜŞMESİ
saban:
bugün okudun dii mi gaztelerde çıkanları
Daniel:
nee
saban:
iddianameyle ilgili. beklediğin şeyler mi bunlar
saban:
yok yaa. kapaniyor
saban:
işi kapatıyolar mı yani
Daniel:
evet
Daniel:
valla bu savciya hella olsun
saban:
cesur dii mi
Daniel:
bne evet ama bu savciya fatura keserler
…
Daniel:
buraya kadar
…
Daniel:
pasa yalniz kaldi
Daniel:
satildi
Daniel:
ben adami satmadim
saban:
veli paşa dii mi
Daniel:
evet
…
Daniel:
ben behcet canturk dosyasini anlttim mi
saban:
yok. anlatmadın
Daniel:
bak veli pasa ile ilgili hic bir sey anlatmadim
Daniel:
demekki ben ispiyoncu deglim
…
saban:
yorumun ne. sen iyi gözlem yapıyosun
saban:
ordan nası görüyosun
Daniel:
tevrat da bir ayet var eyup bolumunde
Daniel:
gecen onu okudum
Daniel:
arkadslara
Daniel:
buraya kadar geleceksin. burdan ileri gecemiyeceksin
Daniel:
diyor
Daniel:
demekki buraya kadar
saban:
operasyon bitiyor mu yani
saban:
bunu mu demek istiyorsunx
Daniel:
evet bitti
…
Daniel:
ergenekon bitmez
Daniel:
hocam iyi bir kadro
Daniel:
sen emekli generalsin
Daniel:
talabaniden sana randevu alindi
Daniel:
habur sinirdan nasil gececeksin
Daniel:
gorevliye
Daniel:
orayi kim arayacak
Daniel:
sinirda mekeli paasa mi var
saban:
anlamadım ne dtemek istiyosun yaa
Daniel:
san aemekli emeklilik kadar yardim edebilir
Daniel:
bu saatten sonra
Daniel:
bir sey olmaz
Daniel:
yani
Daniel:
rahat hareket edemz savcilik
…
Daniel:
emekliler tek basina miydi
Daniel:
adolf hitler tek basina mi soykirim yapti
Daniel:
bir kadro var
…
saban:
bir numaraya kaç kaldı
Daniel:
4 e 4 kaldi
saban:
nasıl yani
Daniel:
savci buraya kadar geldi
saban:
4ü gitti
Daniel:
yukari cikamz
saban:
4 tane daha mı kaldı
Daniel:
4 e 4
saban:
eruygur kaç numaraydı
Daniel:
emeklilerden
saban:
tolon kaç numaraydı
Daniel:
bilemem
saban:
yani 8 kişi daha mı var
Daniel:
8 var ikiyi tepeden aldi
Daniel:
6 kaldi
Daniel:
ama 4 e 4 denir buna
saban:
tepeden alınanlar kaç numaralardı mesela
Daniel:
ilk 4 numaradan alındı iki paşa
…
saban:
bi şeyi netleştirelim
saban:
eruygurla tolonun numarası ne
Daniel:
bilmem
Daniel:
taktin numaraya hocam
Daniel:
valla savci bunlara iyi dokundu
Daniel:
ama bu kisiler cikarlar bence
...
saban:
ergenekonu bitirecek güç var mı türkiyede
Daniel:
bu savcidan baska savci gelmez
Daniel:
buraya kadar da yeter
Daniel:
adil serdar ben istanbulun patronuyum diyodu ne oldu
...
Daniel:
refah milletvekili mustafa bayram vardi ne oldu degistimi
saban:
bilmem
Daniel:
velinin adamiydi
Daniel:
adam ne oldu
Daniel:
imana geldi
Daniel:
artik irandan uyusturucu tasimayim dedi heeee
saban:
burda tek zararı veli mi görecek faturayı bi o mu ödeyeçcek
Daniel:
habuur r haraca baglamisti
Daniel:
gummruk mudur bayrami gumruk muduru idi
Daniel:
sanmam
saban:
mustafa bayram mı
Daniel:
en fazla 2 yil daha tutarsin
saban:
bu da önemli ama
saban:
peki bugün bi gaztede var
Daniel:
bunlar hasan sabbah gibi kincidirler
saban:
şu levent ersöz
saban:
sen tanırsın
Daniel:
ve kadrolar biraz dinlenir
saban:
senin konuna giriyo
Daniel:
iyi adamdir. bilgilidir. cok kitap okur
Daniel:
veli iyi tanir
saban:
silah tüccarlarıyla bağlantılı diyolar
Daniel:
emekli adam
saban:
köstebek olabilir mi
saban:
düğmeyle basıp kaçtı
Daniel:
silah sirketilerine danismanlik yapar
saban:
rus şirketlerine
Daniel:
hukuk disi bisey mi var
saban:
yoo
saban:
kaçak ama
Daniel:
sen sri lanka daki tamille islah sstan isadami kim onu al
Daniel:
apo guzel soyledi
Daniel:
kurtler ergenekona karismasin
saban:
ya benim en çok ilgimi çeken konulardan biri ne biliyo musun
saban:
bu ergenekoncuların hepsi
Daniel:
neee
saban:
aponun yanına gitmiş
saban:
niye
saban:
çatlı
saban:
doğu
Daniel:
gider
saban:
yeşil
Daniel:
hee
Daniel:
muhsin abime catli detsek verme dimi
saban:
verdi
Daniel:
apo ya gittiler de ne oldu
saban:
arkadaş onlar zaten
Daniel:
bayik konusyomu
Daniel:
yok
Daniel:
ketumlar
Daniel:
apoyu tiktin ne oldu
Daniel:
bzi bu ie karsimalayalim diyo
Daniel:
bence ergenekon ve pkk iliskisini gazetler yazsa
saban:
niye peki
Daniel:
cok buyuk iyilik yaparlar
Daniel:
vatana
saban:
söyle yazalım
Daniel:
apo konussun beni konusturan polis
Daniel:
cahildi
saban:
yer yerinden oynar heralde
Daniel:
simsi ben dunyanin kerizi miyim
Daniel:
banane evet
Daniel:
pkk bir ayda biter bee
saban:
hani bildiklerini anlatacaktın bana
Daniel:
her seyi anlatacagim demedim
saban:
dedin be kardeşimm
Daniel:
yasar kayayi bul
Daniel:
bir adam vardi
Daniel:
oldu
Daniel:
orhan kotan
saban:
evet
Daniel:
isvec kurt basin muduru
Daniel:
bu isleri iyi bilir
Daniel:
behcet aga olayi ile veli olayinida a... iyi bilir
saban
o...
Daniel:
o...
saban:
ölmüş adam
Daniel:
behcet adina izmit il jandarmada a... gorsutu veliyi
Daniel:
sulh olsun demisti
Daniel:
velide ayagima dolasmaisnlar atik dedi
Daniel:
a... bisey yazmio niye
saban:
aracılık mı yaptı yani a...
Daniel:
b..., a... ben irak a gittik
Daniel:
kapilari randevuleri kim ayarladi
saban:
a... mi
Daniel:
a... iyi insandir
Daniel:
severim
Daniel:
yok
saban:
velii
Daniel:
veli pasa olmasa
Daniel:
a... nasil iraka gidecek guvenli
Daniel:
veli pasa ulkede karun du be bir zamanlar
saban:
kalan 4 kişi alınsa pkk biter mi
Daniel:
sen bilmezsin ogunleri
Daniel:
susrluka bile ifede vermeye gitmedi
saban:
evet
Daniel:
pkk
Daniel:
olayini gazeteler islese biter
Daniel:
orgut ic kavgaya girer
saban:
zaten başladı kavga
Daniel:
valla bu kavgayi dis agabeyleri engelleyemz
Daniel:
bayik super damdir
Daniel:
karayilan da
saban:
eee
Daniel:
hocam manevra yaparlar
Daniel:
iliskileri iyidir
Daniel:
bayik efendinin
Daniel:
pkk nin sanki 3. numarsi
Daniel:
bir de sakine vardir
Daniel:
orda
Daniel:
pkk da
Daniel:
cok akilidir bunlar
Daniel:
bu zubeyir yadar
Daniel:
ankaradami halen
Daniel:
milletvekili mi
Daniel:
dep milletvekili idi heralda
saban:
evet
Daniel:
agar gibi gozluk takar
Daniel:
valla ankarada mi
Daniel:
yurt disindami
saban:
sanıyorum
Daniel:
vyabe
saban:
yurtdışında da olabilir zübeyirx
Daniel:
kurdistanin absbakani ankara da ise helal olsun turkiye yee
Daniel:
adam milletvikili olmustu
Daniel:
agar gibi gunes gozluksuz de gezmez
saban:
ergenekonun adamı mı zübeyir
Daniel:
kurt eliti adam
saban:
ağar neresinde işin
Daniel:
kurtdiatn aponun basbakani
Daniel:
agar sor
Daniel:
agar yirtar
saban:
önemli bir adam mı yani
saban:
numaralardan biri olabilir mi
Daniel:
agari susrlukdan sikistiramadin
Daniel:
simdi mi atacaksin iceri
Daniel:
o dursun karatas in
Daniel:
1. numarsi olur
…
saban:
ölen askerlere yazık diil mi abi ergenekon neden pkk yı bitirmedi
Daniel:
yazik mi
Daniel:
cok romantiksin
Daniel:
bunu ankaraya sorun
saban:
anaların yüreği yanmıyor mu
saban:
romantizmi mi var bu işin
Daniel:
artik bunlarin agbeyisi kim ab d
Daniel:
simdi
Daniel:
ergenekonun pkk ya sicramamasi icin butun gazeteler sibirligi icinde
saban:
ergenekon isterse pkkyı bitirirdi diyodun
Daniel:
bitirir
…
Daniel:
bu ahmet trukculer ile dagdakiler birbirne girer
Daniel:
ulsularasi arenada pkk onemli
Daniel:
akp degil
Daniel:
akp turkiyeyi ilgilendiri
Daniel:
pkk ortadoguyu
saban:
sürecek mi pkk belası yani
Daniel:
evet
…
Daniel:
ama hic kimse bitmesini istemiyor
Daniel:
gaztecilrde
Daniel:
pkk nin bitmmemesi icin
Daniel:
isbirligi ustune durmazlar
Daniel:
oysa adilde ki arsivimde bir cok bilgi var
Daniel:
bu konda
Daniel:
diyanin fotomontaji olmaz
Daniel:
catli gitmis bekkaya
saban:
evet
Daniel:
bundan sonra pkk-ergnekon iliskisne bak hocam
Daniel:
bir hizmetin dokunur tpoluma
Daniel:
ozgur politikada manipule yapio
Daniel:
orgut iicin apo net adam
niye asiyon adamin ihenati mi
Daniel:
var
Daniel:
adam davasi icin calismis
saban:
yani görevli mi
saban:
kesin
Daniel:
icerdeki hainleri as
Daniel:
kurt davasi adaminki
saban:
30 bin kişi öldü
Daniel:
meseleye duygusal bakiyosan
saban:
evet
Daniel:
m..'den basla asmaya
Daniel:
y… ile mesaj yollamisti
Daniel:
t… operasyon yapacak iken
Daniel:
suclu icerdeki hainler apo degil
Daniel:
adam pkk lideri oldugunu inkar mi etti
saban:
osman pamukoğlu paşa bunu mu kastediyo
Daniel:
yokkk
Daniel:
bilemem
Daniel:
ben iskence gormusum
Daniel:
ne pkk ne de ergenekon beni ilgilendirmez
Daniel:
ben bana saldirlari puskrturum
Daniel:
bayik aciklam ayaptimi yok
Daniel:
banane pkkk dan
saban:
neyi açıklasın ki
Daniel:
sen turk gaztelri de ustuinu orttun
Daniel:
cikom bye
saban:
ok
saban:
görüşelim gene
Daniel:
ok
BAŞKA BİR GÖRÜŞME
Daniel gönderdi 11.05.2008 18:13:
Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığı, bugün bir gazetede, "İşte MİT'in Sabancı Cinayeti Raporu" başlığı altında Zihni Çakır'ın "Kod Adı Darbe" isimli kitabına atfen yayımlanan bilgi ve belgenin gerçek olmadığını, kurum ile de bağlantısının bulunmadığını bildirdi.
Daniel gönderdi 11.05.2008 18:13:
bu dosya benim arsivide ve arsivimden kim bu gazereciye vermis
Daniel gönderdi 11.05.2008 18:14:
ayni dosya sadece mit raporu degil, dosya halinde veli pasada ve dogu perincekde de var
Daniel gönderdi 11.05.2008 18:14:
yazabilirsin bunu
Daniel gönderdi 11.05.2008 18:14:
bu konuyu\
Daniel gönderdi 11.05.2008 18:14:
a… sakip beyle de grosutu
Daniel gönderdi 11.05.2008 19:26:
saban bey
Daniel gönderdi 11.05.2008 19:26:
dhkp c ye ihaleyi veren donemin siyasetçisi kim.
Daniel gönderdi 11.05.2008 19:27:
tarafin mansetindeki dosya benim arsivimden
Daniel gönderdi 11.05.2008 19:27:
ayni dosya veli pasada da var.
Daniel gönderdi 11.05.2008 19:27:
a… sakip beyle gorustu
Daniel gönderdi 11.05.2008 19:27:
ve kimi yolladi
Daniel gönderdi 11.05.2008 19:27:
susrluk b… kim
Daniel gönderdi 11.05.2008 19:28:
ya ben hem guvenilmez adam diye kisilik haklarima saldiri oluyor. hemde arsivimden kitap ve haber yapiliyor.
Daniel gönderdi 11.05.2008 19:29:
behcet canturku ve bakkal akin birdal olayini da aciklasinlar.
Daniel gönderdi 11.05.2008 19:29:
ergenekon huccetiyye veya Iranli askeri verdi. MOD ortgutunude caiklasinlar.
Daniel gönderdi 11.05.2008 19:29:
Sabanci dosyasinin krokileri resmi raporlari hepsi var
Daniel gönderdi 11.05.2008 19:29:
hepsini aciklasinlar.
Daniel gönderdi 11.05.2008 19:30:
ferhriyenin ve mustafa nin ismail in o kata cikip cikmadigini da aciklasinlar
Daniel gönderdi 11.05.2008 19:30:
ayni dosya veli pasada da var.
Daniel gönderdi 11.05.2008 19:30:
ahh birde su e. O. dosyasi acikalnsa
Daniel gönderdi 11.05.2008 19:30:
benim arsivimden cikipda veli pasanin arsivinden cikmayan bir dosya varmi
Daniel gönderdi 11.05.2008 19:31:
babalar dosyasini aciklasinlar
Daniel gönderdi 11.05.2008 19:32:
bewn amerikaya gelince veli pasa adil serdar sacan a hangi gazeteciyi yolladi. ve bu dosyalar icin nasil tehdir etti. ve anlaasti.
Daniel gönderdi 11.05.2008 19:32:
benim arsivimden haber yapip
Daniel gönderdi 11.05.2008 19:32:
kitap yapip
Daniel gönderdi 11.05.2008 19:32:
daha sonrada bana kisilik haklarima guvenilmez adam diye saldiri yapanlar
Daniel gönderdi 11.05.2008 19:33:
sadece dosyalri aciklayin.
Daniel gönderdi 11.05.2008 19:33:
fatih altayli konusmamada soyledim. arsivim part time yani az az aciklaniyor.
Daniel gönderdi 11.05.2008 19:33:
daha bir suru dosya var dedim.
Daniel gönderdi 11.05.2008 19:33:
pkk dosasi hic aciklanmadi
Daniel gönderdi 11.05.2008 19:34:
ergenekon un calisma sistemini bilmiyolar,
Daniel gönderdi 11.05.2008 19:34:
dha dogrusu hic bisey bilmiolar.
Daniel gönderdi 11.05.2008 19:34:
bunu habaer yap
Daniel gönderdi 11.05.2008 19:35:
bu taraf gazetsi veya kitabi yazan kisi
Daniel gönderdi 11.05.2008 19:35:
dosyayi nerden almis
Daniel gönderdi 11.05.2008 19:35:
benim arsivimden vermisler
Daniel gönderdi 11.05.2008 19:35:
kalinca bir dosyadir. hepside resmi evraktir
Daniel gönderdi 11.05.2008 19:35:
bye
19.07.2008
32. Gün programında, Tuncay Güney'in, 'Benim beyanlarım değil' ve 'İstihbarat'ın adamı' suçlamalarını yönelttiği Yeni Şafak Gazetesi İstihbarat Müdürü Şaban Arslan, suçlamalara yanıt verdi. Arslan, '20 yıldır bu işi yapıyorum. Yüzlerce manşet habere imza attım. Hiç birinde belgesiz ya da yalan yazmadım. Ayrıca bu süre içinde, gazetecilik dışında hiçbir iş yapmadım' dedi.
Yeni Şafak Gazetesi İstihbarat Müdürü Şaban ArslanYeni Şafak Gazetesi İstihbarat Müdürü Şaban Arslan'ın açıklaması şöyle:
Tuncay Güney'in, Kanal D'deki 32. Gün programında da yayınlanan Yeni şafak'ın 'Ergenekon PKK'yı bir ayda bitirir', başlıklı haberdeki ifadeleri için 'Bana ait değil' ve şahsıma ait,'Şaban Arslan İstihbarat'a bağlı çalışır. Patronlarından emir alır' gibi son derece anlamsız ifadelerini, üzülerek okuyorum.
1988 yılından bu yana, tam 20 yıldır, (13 yılı Hürriyet'te olmak üzere), tek geçim kaynağım gazeteciliktir. Hiç kimsenin, Şaban Arslan'ın, gazetecilik dışında bir geliri olduğunu iddia etmeye hakkı yoktur. Ederse de bunu belgelemek zorundadır.
Tuncay Güney'in ayrıca, elindeki belgeleri, 'Bunları bana Şaban Arslan gönderdi' dediği belgeler, kendisinin 2001 yılında Organize Suçlar Şubesi'nde verdiği ifadelerdir. Bu ifadelerin verilmesinin üzerinden 7 yıl geçmiştir. Bu işlere ilgi duyan herkesin kolaylıkla elde edebileceği belgelerdir. Daha bugün bu ifadeleri, benden isteyen bir arkadaşıma gönderdim. Benden bu ifadeleri istediğini hatırlıyorum, Tuncay Güney'e de göndermiş olabilirim.
Hem ayrıca, Sn. Mehmet Ali Birand da program sırasında yaptığı son derece mantıklı açıklamayla Ergenekon soruşturması kapsamında polis, savcılık ve mahkemede alınan ifadelerin aylardır mail ortamında dolaştığını beyan ettiler. Kendilerine teşekkürü borç biliyorum. Çünkü şu ana kadar alınan ifadelerin büyük bölümü bende var ve bunların çoğu bana mail ortamından geldi.
Ayrıca, ifadeler gizli diyorlar ama nasıl oluyorsa daha dava açılmadan, Ergenekon operasyonunda alınan ifadeler ışığında kitaplar yazılıyor.
Şunu da söylemek istiyorum. Tuncay Güney'le ilk röportaj yapan gazeteci benim. Sanıyorum yılbaşından bu yana çok sayıda görüşmemiz oldu. Öncesinde hiç tanışıklığımız olmadığını belirtmek istediğim Güney'e herkesin aradığı bir dönemde ulaşmam, tamamen gazetecilik başarısıdır. Ayrıca bugün gazete ve televizyonlarda, 'Şimdi sayın seyirciler, Kanada'dan Tuncay Güney'e bağlanıyoruz' diyen ve gazetelerine bu kişiyle ilgili haber yapan arkadaşlarımızın çoğuna Tuncay Güney'in telefonunu ben vermişimdir.
Son 5-6 aydır msn'den ve telefondan, Tuncay Güney'le yoğun bir görüşme trafiği yaptım. Ama bu görüşmelerin tamamen gazetecilik amaçlı olduğunun bilinmesini isterim. Ki bu görüşmelerden aldığım notlardan haber değeri olanları gazetemde daha önce üç kez haber yapmıştım.
Güney'le yaptığım görüşmelerde, Ergenekon soruşturmasının gizliliğine zarar verecek diyaloglara girmemem gerektiğini herkesten iyi bilenlerdenim.
Tuncay Güney'in, güvenlik kaygısı nedeniyle aşırı tepki verdiğini ve konuyu abarttığını düşünüyorum. Ancak şahsıma yönelik, 'Ben böyle bir şey demedim' şeklindeki ağır suçlaması nedeniyle msn'den yaptığımız görüşmeyle ilgili kaydın ilgili bölümlerini dikkatinize sunuyorum.
Saygılarımla.
Şaban Arslan
Yeni Şafak Gazetesi İstihbarat Müdürü
16 TEMMUZ 2008 TARİHLİ MSN GÖRÜŞMESİ
saban:
bugün okudun dii mi gaztelerde çıkanları
Daniel:
nee
saban:
iddianameyle ilgili. beklediğin şeyler mi bunlar
saban:
yok yaa. kapaniyor
saban:
işi kapatıyolar mı yani
Daniel:
evet
Daniel:
valla bu savciya hella olsun
saban:
cesur dii mi
Daniel:
bne evet ama bu savciya fatura keserler
…
Daniel:
buraya kadar
…
Daniel:
pasa yalniz kaldi
Daniel:
satildi
Daniel:
ben adami satmadim
saban:
veli paşa dii mi
Daniel:
evet
…
Daniel:
ben behcet canturk dosyasini anlttim mi
saban:
yok. anlatmadın
Daniel:
bak veli pasa ile ilgili hic bir sey anlatmadim
Daniel:
demekki ben ispiyoncu deglim
…
saban:
yorumun ne. sen iyi gözlem yapıyosun
saban:
ordan nası görüyosun
Daniel:
tevrat da bir ayet var eyup bolumunde
Daniel:
gecen onu okudum
Daniel:
arkadslara
Daniel:
buraya kadar geleceksin. burdan ileri gecemiyeceksin
Daniel:
diyor
Daniel:
demekki buraya kadar
saban:
operasyon bitiyor mu yani
saban:
bunu mu demek istiyorsunx
Daniel:
evet bitti
…
Daniel:
ergenekon bitmez
Daniel:
hocam iyi bir kadro
Daniel:
sen emekli generalsin
Daniel:
talabaniden sana randevu alindi
Daniel:
habur sinirdan nasil gececeksin
Daniel:
gorevliye
Daniel:
orayi kim arayacak
Daniel:
sinirda mekeli paasa mi var
saban:
anlamadım ne dtemek istiyosun yaa
Daniel:
san aemekli emeklilik kadar yardim edebilir
Daniel:
bu saatten sonra
Daniel:
bir sey olmaz
Daniel:
yani
Daniel:
rahat hareket edemz savcilik
…
Daniel:
emekliler tek basina miydi
Daniel:
adolf hitler tek basina mi soykirim yapti
Daniel:
bir kadro var
…
saban:
bir numaraya kaç kaldı
Daniel:
4 e 4 kaldi
saban:
nasıl yani
Daniel:
savci buraya kadar geldi
saban:
4ü gitti
Daniel:
yukari cikamz
saban:
4 tane daha mı kaldı
Daniel:
4 e 4
saban:
eruygur kaç numaraydı
Daniel:
emeklilerden
saban:
tolon kaç numaraydı
Daniel:
bilemem
saban:
yani 8 kişi daha mı var
Daniel:
8 var ikiyi tepeden aldi
Daniel:
6 kaldi
Daniel:
ama 4 e 4 denir buna
saban:
tepeden alınanlar kaç numaralardı mesela
Daniel:
ilk 4 numaradan alındı iki paşa
…
saban:
bi şeyi netleştirelim
saban:
eruygurla tolonun numarası ne
Daniel:
bilmem
Daniel:
taktin numaraya hocam
Daniel:
valla savci bunlara iyi dokundu
Daniel:
ama bu kisiler cikarlar bence
...
saban:
ergenekonu bitirecek güç var mı türkiyede
Daniel:
bu savcidan baska savci gelmez
Daniel:
buraya kadar da yeter
Daniel:
adil serdar ben istanbulun patronuyum diyodu ne oldu
...
Daniel:
refah milletvekili mustafa bayram vardi ne oldu degistimi
saban:
bilmem
Daniel:
velinin adamiydi
Daniel:
adam ne oldu
Daniel:
imana geldi
Daniel:
artik irandan uyusturucu tasimayim dedi heeee
saban:
burda tek zararı veli mi görecek faturayı bi o mu ödeyeçcek
Daniel:
habuur r haraca baglamisti
Daniel:
gummruk mudur bayrami gumruk muduru idi
Daniel:
sanmam
saban:
mustafa bayram mı
Daniel:
en fazla 2 yil daha tutarsin
saban:
bu da önemli ama
saban:
peki bugün bi gaztede var
Daniel:
bunlar hasan sabbah gibi kincidirler
saban:
şu levent ersöz
saban:
sen tanırsın
Daniel:
ve kadrolar biraz dinlenir
saban:
senin konuna giriyo
Daniel:
iyi adamdir. bilgilidir. cok kitap okur
Daniel:
veli iyi tanir
saban:
silah tüccarlarıyla bağlantılı diyolar
Daniel:
emekli adam
saban:
köstebek olabilir mi
saban:
düğmeyle basıp kaçtı
Daniel:
silah sirketilerine danismanlik yapar
saban:
rus şirketlerine
Daniel:
hukuk disi bisey mi var
saban:
yoo
saban:
kaçak ama
Daniel:
sen sri lanka daki tamille islah sstan isadami kim onu al
Daniel:
apo guzel soyledi
Daniel:
kurtler ergenekona karismasin
saban:
ya benim en çok ilgimi çeken konulardan biri ne biliyo musun
saban:
bu ergenekoncuların hepsi
Daniel:
neee
saban:
aponun yanına gitmiş
saban:
niye
saban:
çatlı
saban:
doğu
Daniel:
gider
saban:
yeşil
Daniel:
hee
Daniel:
muhsin abime catli detsek verme dimi
saban:
verdi
Daniel:
apo ya gittiler de ne oldu
saban:
arkadaş onlar zaten
Daniel:
bayik konusyomu
Daniel:
yok
Daniel:
ketumlar
Daniel:
apoyu tiktin ne oldu
Daniel:
bzi bu ie karsimalayalim diyo
Daniel:
bence ergenekon ve pkk iliskisini gazetler yazsa
saban:
niye peki
Daniel:
cok buyuk iyilik yaparlar
Daniel:
vatana
saban:
söyle yazalım
Daniel:
apo konussun beni konusturan polis
Daniel:
cahildi
saban:
yer yerinden oynar heralde
Daniel:
simsi ben dunyanin kerizi miyim
Daniel:
banane evet
Daniel:
pkk bir ayda biter bee
saban:
hani bildiklerini anlatacaktın bana
Daniel:
her seyi anlatacagim demedim
saban:
dedin be kardeşimm
Daniel:
yasar kayayi bul
Daniel:
bir adam vardi
Daniel:
oldu
Daniel:
orhan kotan
saban:
evet
Daniel:
isvec kurt basin muduru
Daniel:
bu isleri iyi bilir
Daniel:
behcet aga olayi ile veli olayinida a... iyi bilir
saban
o...
Daniel:
o...
saban:
ölmüş adam
Daniel:
behcet adina izmit il jandarmada a... gorsutu veliyi
Daniel:
sulh olsun demisti
Daniel:
velide ayagima dolasmaisnlar atik dedi
Daniel:
a... bisey yazmio niye
saban:
aracılık mı yaptı yani a...
Daniel:
b..., a... ben irak a gittik
Daniel:
kapilari randevuleri kim ayarladi
saban:
a... mi
Daniel:
a... iyi insandir
Daniel:
severim
Daniel:
yok
saban:
velii
Daniel:
veli pasa olmasa
Daniel:
a... nasil iraka gidecek guvenli
Daniel:
veli pasa ulkede karun du be bir zamanlar
saban:
kalan 4 kişi alınsa pkk biter mi
Daniel:
sen bilmezsin ogunleri
Daniel:
susrluka bile ifede vermeye gitmedi
saban:
evet
Daniel:
pkk
Daniel:
olayini gazeteler islese biter
Daniel:
orgut ic kavgaya girer
saban:
zaten başladı kavga
Daniel:
valla bu kavgayi dis agabeyleri engelleyemz
Daniel:
bayik super damdir
Daniel:
karayilan da
saban:
eee
Daniel:
hocam manevra yaparlar
Daniel:
iliskileri iyidir
Daniel:
bayik efendinin
Daniel:
pkk nin sanki 3. numarsi
Daniel:
bir de sakine vardir
Daniel:
orda
Daniel:
pkk da
Daniel:
cok akilidir bunlar
Daniel:
bu zubeyir yadar
Daniel:
ankaradami halen
Daniel:
milletvekili mi
Daniel:
dep milletvekili idi heralda
saban:
evet
Daniel:
agar gibi gozluk takar
Daniel:
valla ankarada mi
Daniel:
yurt disindami
saban:
sanıyorum
Daniel:
vyabe
saban:
yurtdışında da olabilir zübeyirx
Daniel:
kurdistanin absbakani ankara da ise helal olsun turkiye yee
Daniel:
adam milletvikili olmustu
Daniel:
agar gibi gunes gozluksuz de gezmez
saban:
ergenekonun adamı mı zübeyir
Daniel:
kurt eliti adam
saban:
ağar neresinde işin
Daniel:
kurtdiatn aponun basbakani
Daniel:
agar sor
Daniel:
agar yirtar
saban:
önemli bir adam mı yani
saban:
numaralardan biri olabilir mi
Daniel:
agari susrlukdan sikistiramadin
Daniel:
simdi mi atacaksin iceri
Daniel:
o dursun karatas in
Daniel:
1. numarsi olur
…
saban:
ölen askerlere yazık diil mi abi ergenekon neden pkk yı bitirmedi
Daniel:
yazik mi
Daniel:
cok romantiksin
Daniel:
bunu ankaraya sorun
saban:
anaların yüreği yanmıyor mu
saban:
romantizmi mi var bu işin
Daniel:
artik bunlarin agbeyisi kim ab d
Daniel:
simdi
Daniel:
ergenekonun pkk ya sicramamasi icin butun gazeteler sibirligi icinde
saban:
ergenekon isterse pkkyı bitirirdi diyodun
Daniel:
bitirir
…
Daniel:
bu ahmet trukculer ile dagdakiler birbirne girer
Daniel:
ulsularasi arenada pkk onemli
Daniel:
akp degil
Daniel:
akp turkiyeyi ilgilendiri
Daniel:
pkk ortadoguyu
saban:
sürecek mi pkk belası yani
Daniel:
evet
…
Daniel:
ama hic kimse bitmesini istemiyor
Daniel:
gaztecilrde
Daniel:
pkk nin bitmmemesi icin
Daniel:
isbirligi ustune durmazlar
Daniel:
oysa adilde ki arsivimde bir cok bilgi var
Daniel:
bu konda
Daniel:
diyanin fotomontaji olmaz
Daniel:
catli gitmis bekkaya
saban:
evet
Daniel:
bundan sonra pkk-ergnekon iliskisne bak hocam
Daniel:
bir hizmetin dokunur tpoluma
Daniel:
ozgur politikada manipule yapio
Daniel:
orgut iicin apo net adam
niye asiyon adamin ihenati mi
Daniel:
var
Daniel:
adam davasi icin calismis
saban:
yani görevli mi
saban:
kesin
Daniel:
icerdeki hainleri as
Daniel:
kurt davasi adaminki
saban:
30 bin kişi öldü
Daniel:
meseleye duygusal bakiyosan
saban:
evet
Daniel:
m..'den basla asmaya
Daniel:
y… ile mesaj yollamisti
Daniel:
t… operasyon yapacak iken
Daniel:
suclu icerdeki hainler apo degil
Daniel:
adam pkk lideri oldugunu inkar mi etti
saban:
osman pamukoğlu paşa bunu mu kastediyo
Daniel:
yokkk
Daniel:
bilemem
Daniel:
ben iskence gormusum
Daniel:
ne pkk ne de ergenekon beni ilgilendirmez
Daniel:
ben bana saldirlari puskrturum
Daniel:
bayik aciklam ayaptimi yok
Daniel:
banane pkkk dan
saban:
neyi açıklasın ki
Daniel:
sen turk gaztelri de ustuinu orttun
Daniel:
cikom bye
saban:
ok
saban:
görüşelim gene
Daniel:
ok
BAŞKA BİR GÖRÜŞME
Daniel gönderdi 11.05.2008 18:13:
Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığı, bugün bir gazetede, "İşte MİT'in Sabancı Cinayeti Raporu" başlığı altında Zihni Çakır'ın "Kod Adı Darbe" isimli kitabına atfen yayımlanan bilgi ve belgenin gerçek olmadığını, kurum ile de bağlantısının bulunmadığını bildirdi.
Daniel gönderdi 11.05.2008 18:13:
bu dosya benim arsivide ve arsivimden kim bu gazereciye vermis
Daniel gönderdi 11.05.2008 18:14:
ayni dosya sadece mit raporu degil, dosya halinde veli pasada ve dogu perincekde de var
Daniel gönderdi 11.05.2008 18:14:
yazabilirsin bunu
Daniel gönderdi 11.05.2008 18:14:
bu konuyu\
Daniel gönderdi 11.05.2008 18:14:
a… sakip beyle de grosutu
Daniel gönderdi 11.05.2008 19:26:
saban bey
Daniel gönderdi 11.05.2008 19:26:
dhkp c ye ihaleyi veren donemin siyasetçisi kim.
Daniel gönderdi 11.05.2008 19:27:
tarafin mansetindeki dosya benim arsivimden
Daniel gönderdi 11.05.2008 19:27:
ayni dosya veli pasada da var.
Daniel gönderdi 11.05.2008 19:27:
a… sakip beyle gorustu
Daniel gönderdi 11.05.2008 19:27:
ve kimi yolladi
Daniel gönderdi 11.05.2008 19:27:
susrluk b… kim
Daniel gönderdi 11.05.2008 19:28:
ya ben hem guvenilmez adam diye kisilik haklarima saldiri oluyor. hemde arsivimden kitap ve haber yapiliyor.
Daniel gönderdi 11.05.2008 19:29:
behcet canturku ve bakkal akin birdal olayini da aciklasinlar.
Daniel gönderdi 11.05.2008 19:29:
ergenekon huccetiyye veya Iranli askeri verdi. MOD ortgutunude caiklasinlar.
Daniel gönderdi 11.05.2008 19:29:
Sabanci dosyasinin krokileri resmi raporlari hepsi var
Daniel gönderdi 11.05.2008 19:29:
hepsini aciklasinlar.
Daniel gönderdi 11.05.2008 19:30:
ferhriyenin ve mustafa nin ismail in o kata cikip cikmadigini da aciklasinlar
Daniel gönderdi 11.05.2008 19:30:
ayni dosya veli pasada da var.
Daniel gönderdi 11.05.2008 19:30:
ahh birde su e. O. dosyasi acikalnsa
Daniel gönderdi 11.05.2008 19:30:
benim arsivimden cikipda veli pasanin arsivinden cikmayan bir dosya varmi
Daniel gönderdi 11.05.2008 19:31:
babalar dosyasini aciklasinlar
Daniel gönderdi 11.05.2008 19:32:
bewn amerikaya gelince veli pasa adil serdar sacan a hangi gazeteciyi yolladi. ve bu dosyalar icin nasil tehdir etti. ve anlaasti.
Daniel gönderdi 11.05.2008 19:32:
benim arsivimden haber yapip
Daniel gönderdi 11.05.2008 19:32:
kitap yapip
Daniel gönderdi 11.05.2008 19:32:
daha sonrada bana kisilik haklarima guvenilmez adam diye saldiri yapanlar
Daniel gönderdi 11.05.2008 19:33:
sadece dosyalri aciklayin.
Daniel gönderdi 11.05.2008 19:33:
fatih altayli konusmamada soyledim. arsivim part time yani az az aciklaniyor.
Daniel gönderdi 11.05.2008 19:33:
daha bir suru dosya var dedim.
Daniel gönderdi 11.05.2008 19:33:
pkk dosasi hic aciklanmadi
Daniel gönderdi 11.05.2008 19:34:
ergenekon un calisma sistemini bilmiyolar,
Daniel gönderdi 11.05.2008 19:34:
dha dogrusu hic bisey bilmiolar.
Daniel gönderdi 11.05.2008 19:34:
bunu habaer yap
Daniel gönderdi 11.05.2008 19:35:
bu taraf gazetsi veya kitabi yazan kisi
Daniel gönderdi 11.05.2008 19:35:
dosyayi nerden almis
Daniel gönderdi 11.05.2008 19:35:
benim arsivimden vermisler
Daniel gönderdi 11.05.2008 19:35:
kalinca bir dosyadir. hepside resmi evraktir
Daniel gönderdi 11.05.2008 19:35:
bye
19.07.2008
Labels:
ergenekon,
mesud yılmaz,
PKK,
şaban arslan,
savcı öz,
tuncay güney,
veli küçük,
yeni şafak
Mücahitlere Amerikan Vetosu
Arkadaşlar haberler öyle veriliyor ki sanki tüm bir Bosna halkı mücahitleri istemiyor gibi...Ama birazcık araştırınca asıl haberi bulabiliyorsunuz...İşte...
saygılar...
aKrep...
''1990'lı yılların başında tepeden tırnağa silahlı olan Sırplar ve Hırvatlar, ellerinde hiçbir şeyleri olmayan Müslüman Boşnaklara saldırmaya başladılar. Silahlanan sivil Sırplar nokta atışı yapabilen özel tüfekleriyle, başta Saraybosna olmak üzere, Bosna’nın her yanında insan avına giriştiler. Sırp saldırganlığı tüm dünyanın gözü önünde gerçekleşen soykırıma dönüşüyordu.
Saldırılara silahsız ve savunmasız yakalanan Boşnaklar için ise, direnmekten başka çare yoktu. Bunun üzerine Bosna-Hersek Cumhurbaşkanlığı 20 Haziran 1992’de savaş ilan etti. Aynı gün rahmetli Aliya İzzetbegoviç, meclisi fesih ederek, başkomutan sıfatıyla bütün yetkileri üstlendi.
1995 yılına kadar devam eden Bosna Savaşı esnasında; Mısır, Tunus, Cezayir, Sudan, Suudi Arabistan ve Türkiye başta olmak üzere, dünyanın her yanından beş bin kadar mücahit, Müslüman Boşnaklara destek olmak için, Bosna'ya akın ettiler. Doğrudan İslam'ı ve Müslümanları hedefleyen Sırp ve Hırvatlara karşı kahramanca savaştılar. Henüz teşkilatlanmamış Bosna ordusunu takviye ederek, Mücahit Birlikleri (Odred El-Mudzahedin) oluşturdular. Birçoğu daha önce Afganistan ve Çeçenistan’da Ruslara karşı savaşa girmiş olan bu mücahitler, Bosna ordusunun operasyonel hale gelmesini sağladılar.
1992–1995 Bosna Savaşı esnasında; Abu Ubaj (Tunus), Sacir Tabakovic (Bosna-Hersek), Abu Rawda (Fas), Abdul Matin (Türkiye), Abu El-Ula (Yemen), Mirzad Jusic (Bosna-Hersek), Abu Musa (Almaya), Abu Abdullah (Mısır), Kabir Husainovic (Bosna-Hersek) ve adını sayamadığımız yüzlerce mücahit ön saflarda omuz omuza kahramanca savaşarak şahadet şerbetini içtiler. Mücahit Birlikleri akıttıkları kendi kanlarıyla, Uluslararası kamuoyunun göz yumduğu Bosna soykırımını durdurmaya ve daha çok kanın akmamasına vesile oldular.
Bağımsız Bosna-Hersek’in kurulmasında büyük bir pay sahibi olan mücahitler, savaşı sona erdiren, Dayton Antlaşması imzalandıktan sonra bu ülkeye yerleşerek yaşamlarını burada sürdürmeye başladılar. Rahmetli Aliya İzzetbegoviç’in sağlığında büyük ehemmiyet verdiği bu mücahitlere savaş esnasında ve sonrasında Bosna-Hersek vatandaşlığı verildi. Ancak Bosna-Hersek vatandaşlığına geçenler konusu, ABD'de 11 Eylül 2001'deki saldırıların ardından, bu ülkenin uluslararası terör örgütleriyle bağlantısı bulunanlara vatandaşlık verdiği yönündeki eleştirilerle gündeme geldi. [Bosna-Hersek Hükümeti, 11 Eylül saldırılarının ardından, bu ülkede yaşayan 6 Cezayirliyi ABD’ye teslim etmişti. Bu kişiler Bosna-Hersek’te yapılan yargılamalarda aklanmalarına karşın, halen Guantanamo'da tutuklu bulunuyorlar.]
Bosna Hükümeti, Bosna Parlamentosu'nun benimsediği bir yasa ile savaşın resmen başladığı 6 Nisan 1992 ile 1 Ocak 2006 arasında vatandaşlığa alınan yabancıların dosyalarını incelemek üzere bir komisyon kurdu. Bosna Hükümeti'nin ABD'nin baskısıyla kurduğu komisyon, vatandaşlıkların iptal edilmesi konusunda son kararı verecek olan hükümete tavsiyelerini sunuyor. Toplam bin 500 dosyayı incelemekle görevli komisyon yaptığı son incelemelerin ardından, “yasal prosedürlerin yerine getirilmediğine” karar verdiği, 488 kişinin vatandaşlığını geçtiğimiz günlerde geri aldı.
Rahmetli Aliya İzzetbegoviç zamanında büyük hürmet ve taltif gören yabancı mücahitlere yönelik bu vefasızlık Bosna halkı arasında da tedirginliğe yol açıyor. Bosna televizyonlarında bu harekete karşı kampanyalar başlatıldığı bildiriliyor. Buna rağmen yeni hükümetin sınır dışı işlemleri konusunda oldukça acele ettiği de gözlemleniyor.
İnceleme Komisyonu’nun vatandaşlıkları iptal edilen bu kişilerin terörle bağlantısından şüphelenilip şüphelenilmediği konusunda açıklama yapmazken, ABD baskısına boyun eğen hükümetin bu tavrı halk tarafından yeniden bir Sırp işgali ve soykırım için ön hazırlık aşaması olarak değerlendiriliyor. Mücahitlerin sınır dışı edilmesine Aliya grubu muhalefet ederken yeni hükümetin savaşta hiçbir fedakârlık yapmamış ve düşmana tek kurşun dahi sıkmamış üyeleri de mücahitlerin sınır dışı edilmesi ile beraber suskunluklarını sürdürüyorlar.
Fransız Liberation gazetesine açıklama yapan Bosna Hükümeti yetkilisi Dragan Mektic; "Bizler, yapılan incelemelerin sonucunda ülkenin güvenliğini tehlikeye sokan kişileri sınır dışı edeceğiz" demekle yetindi. Güvenlik Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada ise, "kararın nihai ve bağlayıcı olduğu, vatandaşlıktan çıkarılanların hepsinin ülkeyi derhal terk etmesi, aksi takdirde burada bulunmalarının yasadışı kabul edileceği" belirtildi.
Bosna’daki Arap mücahitlerin sözcüsü Ebu Hamza Es-Suri ise, Şarku’l-Evsat gazetesine verdiği demeçte; “Vatandaşlığının iptaline gerekçe olarak biri 1992, diğeri 1994’te olmak üzere iki kere vatandaşlık aldığının belirtildiğini ancak bunun doğru olmadığını, sadece 1994 yılında ve bir kez vatandaşlık aldığını” söylemiş. Kararın uygulanmasını durdurmak için uluslararası insan hakları kuruluşlarıyla diyalog halinde olduklarını belirten Ebu Hamza, “bu kararla, Bosna’daki mücahit varlığının bitirilmek istendiğini ve kendilerinden vatandaşlık hakkının alınmasının Kosova’nın bağımsızlığıyla bağlantılı olduğunu” belirtmiş.
Bu arada, Bosna Hükümeti’nin sınır dışı kararının ardından, ülkeyi dışına çıkan bazı mücahitlerin Hırvat sınırında ABD istihbarat görevlileri tarafından sorgulandığı da ortaya çıktı. Hırvatistan’ın Split şehrinde gözaltına alınarak, bölgede bulunan ABD üssünde, sorgulananlardan biri de, Arnavut mücahitlerden Âdem Zalic. Henüz hakkında sınır dışı kararı bulunmamasına rağmen gözaltına alınan Âdem Zalic; Bosna Savaşı sırasında Arnavutluktan gelerek mücadeleye katılmış. Savaştan sonrada birçok yabancı mücahit gibi Bosna’da kalarak vatandaşlığa hak kazanmış. Bosnalı bir hanımla evlenerek çocuk sahibi olan Zalic, medresede ilmi çalışmalar yapıyor.
Görünen o ki, Sırp çentiklerin ve Hırvat ustaşaların işgal ettikleri bölgeleri tekrar Bosna topraklarına kazandıran, aralarında Türk, Mısırlı, Cezayirli, Suriyeli, Tunuslu, Sudanlı ve Rusyalıların bulunduğu Mücahit Birliği mensupları, Bosna Hükümeti için bir anda istenmeyen şahıslar haline geldiler. Ancak bu gönüllülerin birçoğu savaştan sonra Bosna’da evlenerek, yaşamını ülkenin kırsal bölgelerinde devam ettirmeye başladı. Dolayısı ile Bosna vatandaşlığına hak kazanan mücahitlerin vatandaşlık haklarının geri alınması halinde; birçok aile dağılacak ve yüzlerce çocuğun babasız kalacak. Ayrıca mücahitlerin geri gönderilmesi durumunda ülkelerinde işkence göreceklerini tahmin etmekte hiç zor değil.
Mücahitlerin, sınır dışı kararının uygulanmasını durdurmak için, Uluslararası Af Örgütü, İnsan Hakları İzleme Örgütü ve Helsinki İnsan Hakları Komitesi Bosna şubesiyle diyalog halinde oluşları ne kadar etkili olacak bunu zamanla göreceğiz.
Ancak umarız Bosna Hükümeti, ABD baskısıyla aldığı karardan en kısa sürede vazgeçer. Böylesi, hem bağımsız Bosna-Hersek, hem de mücahitlerin geleceği için en hayırlısı olacaktır.''
kaynak:Milli Gazete Ayhan Demir
saygılar...
aKrep...
''1990'lı yılların başında tepeden tırnağa silahlı olan Sırplar ve Hırvatlar, ellerinde hiçbir şeyleri olmayan Müslüman Boşnaklara saldırmaya başladılar. Silahlanan sivil Sırplar nokta atışı yapabilen özel tüfekleriyle, başta Saraybosna olmak üzere, Bosna’nın her yanında insan avına giriştiler. Sırp saldırganlığı tüm dünyanın gözü önünde gerçekleşen soykırıma dönüşüyordu.
Saldırılara silahsız ve savunmasız yakalanan Boşnaklar için ise, direnmekten başka çare yoktu. Bunun üzerine Bosna-Hersek Cumhurbaşkanlığı 20 Haziran 1992’de savaş ilan etti. Aynı gün rahmetli Aliya İzzetbegoviç, meclisi fesih ederek, başkomutan sıfatıyla bütün yetkileri üstlendi.
1995 yılına kadar devam eden Bosna Savaşı esnasında; Mısır, Tunus, Cezayir, Sudan, Suudi Arabistan ve Türkiye başta olmak üzere, dünyanın her yanından beş bin kadar mücahit, Müslüman Boşnaklara destek olmak için, Bosna'ya akın ettiler. Doğrudan İslam'ı ve Müslümanları hedefleyen Sırp ve Hırvatlara karşı kahramanca savaştılar. Henüz teşkilatlanmamış Bosna ordusunu takviye ederek, Mücahit Birlikleri (Odred El-Mudzahedin) oluşturdular. Birçoğu daha önce Afganistan ve Çeçenistan’da Ruslara karşı savaşa girmiş olan bu mücahitler, Bosna ordusunun operasyonel hale gelmesini sağladılar.
1992–1995 Bosna Savaşı esnasında; Abu Ubaj (Tunus), Sacir Tabakovic (Bosna-Hersek), Abu Rawda (Fas), Abdul Matin (Türkiye), Abu El-Ula (Yemen), Mirzad Jusic (Bosna-Hersek), Abu Musa (Almaya), Abu Abdullah (Mısır), Kabir Husainovic (Bosna-Hersek) ve adını sayamadığımız yüzlerce mücahit ön saflarda omuz omuza kahramanca savaşarak şahadet şerbetini içtiler. Mücahit Birlikleri akıttıkları kendi kanlarıyla, Uluslararası kamuoyunun göz yumduğu Bosna soykırımını durdurmaya ve daha çok kanın akmamasına vesile oldular.
Bağımsız Bosna-Hersek’in kurulmasında büyük bir pay sahibi olan mücahitler, savaşı sona erdiren, Dayton Antlaşması imzalandıktan sonra bu ülkeye yerleşerek yaşamlarını burada sürdürmeye başladılar. Rahmetli Aliya İzzetbegoviç’in sağlığında büyük ehemmiyet verdiği bu mücahitlere savaş esnasında ve sonrasında Bosna-Hersek vatandaşlığı verildi. Ancak Bosna-Hersek vatandaşlığına geçenler konusu, ABD'de 11 Eylül 2001'deki saldırıların ardından, bu ülkenin uluslararası terör örgütleriyle bağlantısı bulunanlara vatandaşlık verdiği yönündeki eleştirilerle gündeme geldi. [Bosna-Hersek Hükümeti, 11 Eylül saldırılarının ardından, bu ülkede yaşayan 6 Cezayirliyi ABD’ye teslim etmişti. Bu kişiler Bosna-Hersek’te yapılan yargılamalarda aklanmalarına karşın, halen Guantanamo'da tutuklu bulunuyorlar.]
Bosna Hükümeti, Bosna Parlamentosu'nun benimsediği bir yasa ile savaşın resmen başladığı 6 Nisan 1992 ile 1 Ocak 2006 arasında vatandaşlığa alınan yabancıların dosyalarını incelemek üzere bir komisyon kurdu. Bosna Hükümeti'nin ABD'nin baskısıyla kurduğu komisyon, vatandaşlıkların iptal edilmesi konusunda son kararı verecek olan hükümete tavsiyelerini sunuyor. Toplam bin 500 dosyayı incelemekle görevli komisyon yaptığı son incelemelerin ardından, “yasal prosedürlerin yerine getirilmediğine” karar verdiği, 488 kişinin vatandaşlığını geçtiğimiz günlerde geri aldı.
Rahmetli Aliya İzzetbegoviç zamanında büyük hürmet ve taltif gören yabancı mücahitlere yönelik bu vefasızlık Bosna halkı arasında da tedirginliğe yol açıyor. Bosna televizyonlarında bu harekete karşı kampanyalar başlatıldığı bildiriliyor. Buna rağmen yeni hükümetin sınır dışı işlemleri konusunda oldukça acele ettiği de gözlemleniyor.
İnceleme Komisyonu’nun vatandaşlıkları iptal edilen bu kişilerin terörle bağlantısından şüphelenilip şüphelenilmediği konusunda açıklama yapmazken, ABD baskısına boyun eğen hükümetin bu tavrı halk tarafından yeniden bir Sırp işgali ve soykırım için ön hazırlık aşaması olarak değerlendiriliyor. Mücahitlerin sınır dışı edilmesine Aliya grubu muhalefet ederken yeni hükümetin savaşta hiçbir fedakârlık yapmamış ve düşmana tek kurşun dahi sıkmamış üyeleri de mücahitlerin sınır dışı edilmesi ile beraber suskunluklarını sürdürüyorlar.
Fransız Liberation gazetesine açıklama yapan Bosna Hükümeti yetkilisi Dragan Mektic; "Bizler, yapılan incelemelerin sonucunda ülkenin güvenliğini tehlikeye sokan kişileri sınır dışı edeceğiz" demekle yetindi. Güvenlik Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada ise, "kararın nihai ve bağlayıcı olduğu, vatandaşlıktan çıkarılanların hepsinin ülkeyi derhal terk etmesi, aksi takdirde burada bulunmalarının yasadışı kabul edileceği" belirtildi.
Bosna’daki Arap mücahitlerin sözcüsü Ebu Hamza Es-Suri ise, Şarku’l-Evsat gazetesine verdiği demeçte; “Vatandaşlığının iptaline gerekçe olarak biri 1992, diğeri 1994’te olmak üzere iki kere vatandaşlık aldığının belirtildiğini ancak bunun doğru olmadığını, sadece 1994 yılında ve bir kez vatandaşlık aldığını” söylemiş. Kararın uygulanmasını durdurmak için uluslararası insan hakları kuruluşlarıyla diyalog halinde olduklarını belirten Ebu Hamza, “bu kararla, Bosna’daki mücahit varlığının bitirilmek istendiğini ve kendilerinden vatandaşlık hakkının alınmasının Kosova’nın bağımsızlığıyla bağlantılı olduğunu” belirtmiş.
Bu arada, Bosna Hükümeti’nin sınır dışı kararının ardından, ülkeyi dışına çıkan bazı mücahitlerin Hırvat sınırında ABD istihbarat görevlileri tarafından sorgulandığı da ortaya çıktı. Hırvatistan’ın Split şehrinde gözaltına alınarak, bölgede bulunan ABD üssünde, sorgulananlardan biri de, Arnavut mücahitlerden Âdem Zalic. Henüz hakkında sınır dışı kararı bulunmamasına rağmen gözaltına alınan Âdem Zalic; Bosna Savaşı sırasında Arnavutluktan gelerek mücadeleye katılmış. Savaştan sonrada birçok yabancı mücahit gibi Bosna’da kalarak vatandaşlığa hak kazanmış. Bosnalı bir hanımla evlenerek çocuk sahibi olan Zalic, medresede ilmi çalışmalar yapıyor.
Görünen o ki, Sırp çentiklerin ve Hırvat ustaşaların işgal ettikleri bölgeleri tekrar Bosna topraklarına kazandıran, aralarında Türk, Mısırlı, Cezayirli, Suriyeli, Tunuslu, Sudanlı ve Rusyalıların bulunduğu Mücahit Birliği mensupları, Bosna Hükümeti için bir anda istenmeyen şahıslar haline geldiler. Ancak bu gönüllülerin birçoğu savaştan sonra Bosna’da evlenerek, yaşamını ülkenin kırsal bölgelerinde devam ettirmeye başladı. Dolayısı ile Bosna vatandaşlığına hak kazanan mücahitlerin vatandaşlık haklarının geri alınması halinde; birçok aile dağılacak ve yüzlerce çocuğun babasız kalacak. Ayrıca mücahitlerin geri gönderilmesi durumunda ülkelerinde işkence göreceklerini tahmin etmekte hiç zor değil.
Mücahitlerin, sınır dışı kararının uygulanmasını durdurmak için, Uluslararası Af Örgütü, İnsan Hakları İzleme Örgütü ve Helsinki İnsan Hakları Komitesi Bosna şubesiyle diyalog halinde oluşları ne kadar etkili olacak bunu zamanla göreceğiz.
Ancak umarız Bosna Hükümeti, ABD baskısıyla aldığı karardan en kısa sürede vazgeçer. Böylesi, hem bağımsız Bosna-Hersek, hem de mücahitlerin geleceği için en hayırlısı olacaktır.''
kaynak:Milli Gazete Ayhan Demir
Wednesday, July 16, 2008
Kanuni'nin Fransa'ya Mektubu
Bu ara çok hoşuma giden bu 2 mektubu sizlerle paylaşmak istedim arkadaşlar...
Fransa Kralı I. Fransuva (François), İspanya Kralı Şariken ile yaptığı Pavie Savaşı'nda esir düşmüştü. şariken onu Madrid Kalesi'ne hapsetti. Fransuva, Kanuni Sultan Sülayman Hana bir mektup göndererek ve yalvararak yardım istedi.
Kanuni 6 Aralık 1525 yılında Fransuva'ya bir mektup gönderdi. Padişahın Fransa'yı nasıl gördüğünü anlatması bakımından mektup enteresandır.
mektup'ta bu şöyle deniliyor:
"Ben ki, Akdeniz'in ve Karadeniz'in ve Rumeli'nin ve Anadolu'nun ve Karaman'ın ve Rum'un ve Dulkadir Vilayeti'nin ve Diyarbakır'ın ve Kürdistan'ın ve Acem'in ve Şam'ın ve Halep'in ve Mısır'ın ve Mekke'nin ve Medine'nin ve Kudüs'ün ve bütün Arap diyarının ve Yemen'in ve daha nice memleketlerin-ki yüce atalarımın ezici kuvvetleriyle fethettikleri ve benim dahi ateş saçan zafer kılıçımla fetheylediğim nice diyarın-sultanı ve padişahı Sultan Beyazid Han oğlu, Sultan Selim Han oğlu, Sultan Süleyman Hanım,
Sen ki, Françe vilayetinin kralı Françesko'sun.!!!
Sultanların sığınma yeri olan kapıma, adamın Frankipan ile mektup gönderip, memleketinizin düşman istilasına uğradığını, halen hapiste olduğunuzu bilirip, kurtulmanız hususunda bu taraftan yardım ve medet istemişsiniz. Her ne ki demiş iseniz, benim yüksek katıma arz olunup, teferruatıyla öğrendim.
Padişahların bozguna uğraması ve hapsedilmesi acayip değildir. Gönlünüzü hoş tutup, hatırınızı incitmeyiniz. Bizim ulu ecdadımız, daima düşmanı kovmak ve memleketler fethetmek için seferden geri kalmamıştır. Biz dahi onların yolundan yürüyüp, her zaman memleketle ve kuvvetli kaleler fetheyleyip, gece, gündüz atımız eğerlenmiş ve kılıcımız kuşanılmıştır. Allah hayırlar versin ve iradesi neyse o olsun. Bunun dışındaki vaziyet ve haberleri adamınızdan sorup öğrenesiniz..."
ve dans ile ilgili mektubuna ise söylecek söz bulamadım arkadaşlar...
"Ey Fransa kralı fransuva, sefiri i kebirimden aldığım mahzara göre malumatım oldu ki; memleketinde dans namında, ala mele innas fuhşiyyat ve lubiyat yapıyormuşsun. İş bu name i humayunumun eline vusulünden itibaren bu mel’anet ve rezalete son vermediğin takdirde orduyu humayunumla gelip seni kahretmeye muktedir olurum."
Fransa Kralı I. Fransuva (François), İspanya Kralı Şariken ile yaptığı Pavie Savaşı'nda esir düşmüştü. şariken onu Madrid Kalesi'ne hapsetti. Fransuva, Kanuni Sultan Sülayman Hana bir mektup göndererek ve yalvararak yardım istedi.
Kanuni 6 Aralık 1525 yılında Fransuva'ya bir mektup gönderdi. Padişahın Fransa'yı nasıl gördüğünü anlatması bakımından mektup enteresandır.
mektup'ta bu şöyle deniliyor:
"Ben ki, Akdeniz'in ve Karadeniz'in ve Rumeli'nin ve Anadolu'nun ve Karaman'ın ve Rum'un ve Dulkadir Vilayeti'nin ve Diyarbakır'ın ve Kürdistan'ın ve Acem'in ve Şam'ın ve Halep'in ve Mısır'ın ve Mekke'nin ve Medine'nin ve Kudüs'ün ve bütün Arap diyarının ve Yemen'in ve daha nice memleketlerin-ki yüce atalarımın ezici kuvvetleriyle fethettikleri ve benim dahi ateş saçan zafer kılıçımla fetheylediğim nice diyarın-sultanı ve padişahı Sultan Beyazid Han oğlu, Sultan Selim Han oğlu, Sultan Süleyman Hanım,
Sen ki, Françe vilayetinin kralı Françesko'sun.!!!
Sultanların sığınma yeri olan kapıma, adamın Frankipan ile mektup gönderip, memleketinizin düşman istilasına uğradığını, halen hapiste olduğunuzu bilirip, kurtulmanız hususunda bu taraftan yardım ve medet istemişsiniz. Her ne ki demiş iseniz, benim yüksek katıma arz olunup, teferruatıyla öğrendim.
Padişahların bozguna uğraması ve hapsedilmesi acayip değildir. Gönlünüzü hoş tutup, hatırınızı incitmeyiniz. Bizim ulu ecdadımız, daima düşmanı kovmak ve memleketler fethetmek için seferden geri kalmamıştır. Biz dahi onların yolundan yürüyüp, her zaman memleketle ve kuvvetli kaleler fetheyleyip, gece, gündüz atımız eğerlenmiş ve kılıcımız kuşanılmıştır. Allah hayırlar versin ve iradesi neyse o olsun. Bunun dışındaki vaziyet ve haberleri adamınızdan sorup öğrenesiniz..."
ve dans ile ilgili mektubuna ise söylecek söz bulamadım arkadaşlar...
"Ey Fransa kralı fransuva, sefiri i kebirimden aldığım mahzara göre malumatım oldu ki; memleketinde dans namında, ala mele innas fuhşiyyat ve lubiyat yapıyormuşsun. İş bu name i humayunumun eline vusulünden itibaren bu mel’anet ve rezalete son vermediğin takdirde orduyu humayunumla gelip seni kahretmeye muktedir olurum."
Tuesday, July 15, 2008
El Kaide mi, Ergenekon mu? İhaleyi kim açıyor ona bak!
Kimsiniz siz?
Kimler adına öldürdünüz?
Kimlerin senaryolarını gerçekleştirdiniz?
Kimler istedi diye bu saldırıyı gerçekleştirdiniz?
Kimler bu saldırının zamanlamasını belirledi?
Kimler hedefin neresi olacağına karar verdi?
El Kaide misiniz? Ergenekon musunuz?
Taşeron musunuz? Tetikçi misiniz?
Kimden, kimlerden ihale aldınız?
Başka hangi ihaleler dağıtıldı?
Sırada ne tür saldırılar var?
Hedef neresiydi?
ABD Konsolosluğu mu?
Yoksa sadece polisler mi?
Yoksa ikisi de mi?
Mesaj nereye?
İçeri mi dışarı mı?
Ne seçim değil mi?
ABD düşmanlığı sadece kamuflaj mı?
öyleyse polise mesaj vermek neyin nesi?
Konsolosluğa tabancayla saldırı olur mu?
Pompalı tüfek bu işe yarar mı?
Kurşunların menzili yeter mi?
Kale gibi duvarlara kurşun işler mi?
ölüme gidenler bunu bilmez mi?
O zaman hedef nasıl konsolosluk olur?
Peki neden polis?
Araçtan inip doğrudan polise saldırının anlamı ne?
Ergenekon operasyonlarıyla bağlantısı var mı?
Onları öldürüp binaya mı gireceklerdi?
Bu mümkün olmadığına göre ne düşüneceğiz?
Kaos planları boşa çıkanlar yenilerini mi deniyor?
Türkiye derin siyasi kriz yaşarken bu ne?
Bir iktidar tasfiye edilmek istenirken bu ne?
Ergenekon operasyonları ülkeyi sarsarken bu ne?
"Taksim'e bomba, elli ölü" senaryoları varken bu ne?
"Darbe önlendi" denilirken bu ne?
Cuma günü iddianame açıklanacakken bu ne?
El Kaide mi, Ergenekon mu?
İslamcı mı, ulusalcı mı?
ABD'ci mi, ABD karşıtı mı?
Kürt mü, Türk mü?
Bunların ne önemi var?
Böyle bir şey olabilir mi?
Kirli hesapların kimliği olur mu?
Tetikçilerin uyruğu olur mu?
Taşeronlar hesap yapabilir mi?
Onlara bakmayacaksın!
Kurşunu kimin sıktığına takılmayacaksın!
İhaleyi dağıtanları bulacaksın!
Tetiği çektireni öğreneceksin!
Senaryoyu yazanı keşfedeceksin!
Onun kimliği önemli!
Onun ya da onların hesapları önemli!
Gerisi hikaye!
İbrahim Karagül
Kimler adına öldürdünüz?
Kimlerin senaryolarını gerçekleştirdiniz?
Kimler istedi diye bu saldırıyı gerçekleştirdiniz?
Kimler bu saldırının zamanlamasını belirledi?
Kimler hedefin neresi olacağına karar verdi?
El Kaide misiniz? Ergenekon musunuz?
Taşeron musunuz? Tetikçi misiniz?
Kimden, kimlerden ihale aldınız?
Başka hangi ihaleler dağıtıldı?
Sırada ne tür saldırılar var?
Hedef neresiydi?
ABD Konsolosluğu mu?
Yoksa sadece polisler mi?
Yoksa ikisi de mi?
Mesaj nereye?
İçeri mi dışarı mı?
Ne seçim değil mi?
ABD düşmanlığı sadece kamuflaj mı?
öyleyse polise mesaj vermek neyin nesi?
Konsolosluğa tabancayla saldırı olur mu?
Pompalı tüfek bu işe yarar mı?
Kurşunların menzili yeter mi?
Kale gibi duvarlara kurşun işler mi?
ölüme gidenler bunu bilmez mi?
O zaman hedef nasıl konsolosluk olur?
Peki neden polis?
Araçtan inip doğrudan polise saldırının anlamı ne?
Ergenekon operasyonlarıyla bağlantısı var mı?
Onları öldürüp binaya mı gireceklerdi?
Bu mümkün olmadığına göre ne düşüneceğiz?
Kaos planları boşa çıkanlar yenilerini mi deniyor?
Türkiye derin siyasi kriz yaşarken bu ne?
Bir iktidar tasfiye edilmek istenirken bu ne?
Ergenekon operasyonları ülkeyi sarsarken bu ne?
"Taksim'e bomba, elli ölü" senaryoları varken bu ne?
"Darbe önlendi" denilirken bu ne?
Cuma günü iddianame açıklanacakken bu ne?
El Kaide mi, Ergenekon mu?
İslamcı mı, ulusalcı mı?
ABD'ci mi, ABD karşıtı mı?
Kürt mü, Türk mü?
Bunların ne önemi var?
Böyle bir şey olabilir mi?
Kirli hesapların kimliği olur mu?
Tetikçilerin uyruğu olur mu?
Taşeronlar hesap yapabilir mi?
Onlara bakmayacaksın!
Kurşunu kimin sıktığına takılmayacaksın!
İhaleyi dağıtanları bulacaksın!
Tetiği çektireni öğreneceksin!
Senaryoyu yazanı keşfedeceksin!
Onun kimliği önemli!
Onun ya da onların hesapları önemli!
Gerisi hikaye!
İbrahim Karagül
Friday, July 11, 2008
Oyun hep Türkiye üzerine
İşgalciler ve sömürgeciler, Ortadoğu ve Asya’yı yağmalamak isterken oyun bizim üzerimizeydi. Şimdi yine benzer oyun, yine bizim üzerimizden... Ümmetin enerji kaynaklarını yeraltı yerüstü zenginliklerini ve bilincini yağmalamak için; içerdeki akılsız taşeronları ile birlikte imparatorluğu yok ettiler. Şimdi benzer oyunlar; benzer taşeronlarla; imparatorluğun devamı olan ve dar bir alana sıkışmış olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti üzerinde oynuyorlar. 1908 ayaklanması, 1909 darbesi, bugüne kadar kah demokrasi kah darbe, aynı hedeflere yönelik olarak sürüyor.
İran-Irak savaşı başlamadan önce 1980’de Türkiye halledilmişti. Türkiye halledilmemiş olsaydı insan kanıyla semiren sömürgeci 52 ülke hem İran’a hem Irak’a silah satamazdı. Aynı mantıkla 1980 öncesinde Türkiye’de aynı mantıkla öğleden önce sağcı vurmak için kullanılan silah öğleden sonra solcu vurmak için ateşlenemezdi.
1973’te S. Arabistan’ın petrol ambargosuyla ABD’nin ve hempalarının bölgeyi işgal için başlattığı plan adım adım ilerliyor. Ama ABD, İsrail ve kan emici dostlarını kan tutmaya başladı. Köşeye sıkıştıkça Neron gibi dünyayı yakmaya niyetleniyorlar. “Oyun kuranlara oyun kuranın, hile yapanlara en büyük hileyi yapanın” oyunundan habersizler.
Neo Nazilere rahmet okutan İsrail istiyor diye Amerika dünyayı ateşe vermek istiyor, Suriye’ye, İran’a saldırmak istiyor. Ama önce Türkiye halledilmeli. 1908 gibi, 1909 gibi Türkiye kaosta olmalı ki şeytan rahat iş görsün.
NATO Askeri Komite Başkanı Oramiral Grampoolo Di Poole ile Avrupa Birliği Askeri Komuta Başkanı Orgeneral Henri Bentegeot Antalya’nın Belek Beldesi’nde ağırlıklı gündemi terör toplantısında konuşurken, ABD İstanbul Konsolosluğu’na saldırı düzenleniyor.
Vatan haberi sürmanşetten veriyor: “Amerika’ya saldırı 6 Türk öldü.”
Olay bu! Oyun bu!
Bakalım kaosa aptalca odun taşıyanlar ne zaman uyanacak?
Tabii ki işbirlikçiler, işbirlikçiliklerine devam edecekler; çok pahalı şeyleri çok ucuza satacaklar.
Milli Gazete
İran-Irak savaşı başlamadan önce 1980’de Türkiye halledilmişti. Türkiye halledilmemiş olsaydı insan kanıyla semiren sömürgeci 52 ülke hem İran’a hem Irak’a silah satamazdı. Aynı mantıkla 1980 öncesinde Türkiye’de aynı mantıkla öğleden önce sağcı vurmak için kullanılan silah öğleden sonra solcu vurmak için ateşlenemezdi.
1973’te S. Arabistan’ın petrol ambargosuyla ABD’nin ve hempalarının bölgeyi işgal için başlattığı plan adım adım ilerliyor. Ama ABD, İsrail ve kan emici dostlarını kan tutmaya başladı. Köşeye sıkıştıkça Neron gibi dünyayı yakmaya niyetleniyorlar. “Oyun kuranlara oyun kuranın, hile yapanlara en büyük hileyi yapanın” oyunundan habersizler.
Neo Nazilere rahmet okutan İsrail istiyor diye Amerika dünyayı ateşe vermek istiyor, Suriye’ye, İran’a saldırmak istiyor. Ama önce Türkiye halledilmeli. 1908 gibi, 1909 gibi Türkiye kaosta olmalı ki şeytan rahat iş görsün.
NATO Askeri Komite Başkanı Oramiral Grampoolo Di Poole ile Avrupa Birliği Askeri Komuta Başkanı Orgeneral Henri Bentegeot Antalya’nın Belek Beldesi’nde ağırlıklı gündemi terör toplantısında konuşurken, ABD İstanbul Konsolosluğu’na saldırı düzenleniyor.
Vatan haberi sürmanşetten veriyor: “Amerika’ya saldırı 6 Türk öldü.”
Olay bu! Oyun bu!
Bakalım kaosa aptalca odun taşıyanlar ne zaman uyanacak?
Tabii ki işbirlikçiler, işbirlikçiliklerine devam edecekler; çok pahalı şeyleri çok ucuza satacaklar.
Milli Gazete
Subscribe to:
Posts (Atom)