Monday, February 11, 2008

Yorum Şeriattta -Bölücülükte serbest olmalı

Ahmet Altan Gibi Ütopik ve romantik solcu olduğunu iddia edenlerin ne yazıkki soros fonları ile beslendiği açıktır.
Özgürlüklerinin sınırsız olarak yaşanması özellikle düşünce özgürlüğünün sonsuz olması elbette düşünülebilir. Fakat düşünce özgürlüğünün fiilen eyleme dökülmesi ve diğer özgürlükleri yok etmek için kullanıllmaya başlanması ile nasıl bir olgu meydana gelecektir. Buna demokratik bir devlette çözüm bulup önlem alınabilir şeklinde cevap verilebilir. Fakat söz konusu düşünce demokratik devleti yok etmek için güçleniyorsa o zaman ne yapılacaktır.

Örnek: Şu an başörtüsü tartışılıyor,başı kapalılar üniversiteye girmesin diyenler var. Ama söz konusu düşünce tam oalrak devleti ele geçirdiği zaman bu sefer başı açıklar da üniversiteye girsin kimse diyemeyecektir. Çünkü demokrasiyi ve düşünce özgürlüğünü kullanarak iktidarı ele geçiren ister adına fundenmatalist,ister totaliter diyebileceğimiz zihniyet kimseye düşünce özgürlüğü bırakmayacaktır. Bu konuda Geroge orweel 'in 1984 romanı çok güzel bir örnek oluşturmaktadır. Bu olaylara karşı klasik bir cevap Rouusseunun çözümü ile verilebilir Demokrasiyi kurtarmak için bazen demokrasinin üzeri bir şal ile örtülebilir. Bu şal örtme işi faşizan bir uygulama gibi gelebilir. Sonuçta şalı örtenlerin de totaliter olduğu söylenebilir.Bu durum toplumu oluşturan bireylerin demokrasiyi bir yaşam tarzı olarak benimsemesi ile aşılabilir.

Fakat dini ögeleri ve ya sembolleri kullanan bir zihniyette zaten tartışma yoktur. tartışma başlamadan bitmiştir. Hakim dini otoriteye karşı yapılacak herhangi bir düşünsel muhalefet bile otomatik olarak dinsizlikle suçlanacaktır.bütün kapılar kapatılacak ve sonu genelde ölümcül olacaktır.

Sonuçta demokrasilerde ki böyle bir rejim eski yunan hariç hiç bir zaman olmamıştır. demokratik olduğunu iddia eden ülkelerde seçimlerin vs hepsinin çeşitli manipilasyon yöntemleri ile insanların tecihlerinin bilinç altına yapılan propaganda ile değiştirldiği ve insanların RIZALARININ GRAMCHİ nin belirttiği gibi satın alınması ve Marksın da belirttiği gibi Gerçeklerin zihinde yanılsamalı bir yansıma olarak çarptıldığı rejimlerdir. Gerçek anlamda bir tercih yapılamamkta manipilasyonlar ve çarpıtmalarla bu engelenmektedir.

Yukarıda anlatmak istediğim her şey Kendini Özgür düşünceli zanneden bir çok insanın aslında Özgür düşünemediği ve düşünme güçlerine bir ipotek konulduğu üzerinedir.
Kendi düşünme özgürlüğünü kendi doğrusu olarak kabul etmekte ve bunu herkese dikta etmeye çalışmaktadır. Bu Doğulu toplumlara özgü bir hastalık olarak gösterilsede Aslında bu tüm dünyaya özgüdür. Örnek oalrak en gelişmiş demokrasi olduğu iddia edilen amerikan Halkı Dünyanın en cahil kalabalığıdır. Bir çok amaerikalı dünyada sadece Kanada ve Amerikanın olduğunu zannetmekte çoğu komşu olduğu eyaletlerden başkasını bilmemekte ve buna da ilgi duymamaktadır. Yöneticilerin her yaptığına inanmaktadır. Halk özellikle cahil bırakılmıştır. Böyle olmasaydı. Yapılan bu kadar katliamların hesabı sorgulanırdı..

ne yazıkki Ahmet ALTAN'ın populist özgürlük yazıları ile etrafa gülücükler sçılsa bile özgürlük populist bir konu değildir.
En önemli nokta insanın özgürlüğüdür. İnsan özgür olamadan Düşünce özgürlüğü zaten olamaz.

No comments: