Şüphesiz ki içerde de dışarıda da, şahsi veya temsil ettikleri kuruluşların bir takım çıkarları için taraflı davranan yazarlara rastlanır.
Sabrina Tavernise’yi hiç okumadım, bilmem. Ama Nazlı Ilıcak, Mehmet Barlas, Yasemin Çongar, Ertuğrul Özkök gibi isimleri bu kategoriye eklemek gerektiği açık.
Çünkü bu insanların nasıl rüzgara göre yelken çevirdikleri yılların malumudur.
Yalnız Emre Kongar’ın temel yanlışı, yabancı veya yerli gazetecilerin kafakola alındığı gibi bir genellemenin içerisine girmesi. İstediğiniz kadar büyük bir şebeke kurun, bazı şeyleri yapabilmeniz mümkün değildir.
AKP’nin çoğu politikalarının doğruluğu hakkında Financial Times, Le Figaro, The Economist gibi son derece saygın dergi ve gazetelerde yorumlar yayımlandı ve halen de yayımlanmaya devam ediliyor.
Üstelik söz konusu yabancı yayın organlarında aynı zamanda AKP’yi eleştiren birçok yazı da halihazırda mevcut durumda.
Bakıyorsunuz bir Avrupa gazetesinde AKP aleyhine bir yazı çıkıyor, AKP’ye karşı olanlar
“onlar bile doğruyu görüyor bizim millet hala uyuyor” diyorlar. Bir gün sonra AKP’yi destekleyen bir yazı çıkıyor, bu defa da “zaten batılılar AKP’yle işbirliği halinde ülkenin altını oyuyorlar” gibi yorumlar yapılıyor.
Başörtüsü kararını veren insan hakları mahkemesiyle Apo kararını veren mahkeme aynı değil mi?
Değerli bir sosyolog olan Emre Kongar’ın daha geniş açılı bir bakış sergilemesi lazım.
Yani hükümetin politikalarını yanlış bulan herkesi doğru kabul edemeyeceğiniz gibi, doğru kabul eden herkesi de taraflı göremezsiniz. Zaten böyle bir genellemenin bir temeli de yoktur, zandan ibarettir.
Sabrina Tavernise’yi hiç okumadım, bilmem. Ama Nazlı Ilıcak, Mehmet Barlas, Yasemin Çongar, Ertuğrul Özkök gibi isimleri bu kategoriye eklemek gerektiği açık.
Çünkü bu insanların nasıl rüzgara göre yelken çevirdikleri yılların malumudur.
Yalnız Emre Kongar’ın temel yanlışı, yabancı veya yerli gazetecilerin kafakola alındığı gibi bir genellemenin içerisine girmesi. İstediğiniz kadar büyük bir şebeke kurun, bazı şeyleri yapabilmeniz mümkün değildir.
AKP’nin çoğu politikalarının doğruluğu hakkında Financial Times, Le Figaro, The Economist gibi son derece saygın dergi ve gazetelerde yorumlar yayımlandı ve halen de yayımlanmaya devam ediliyor.
Üstelik söz konusu yabancı yayın organlarında aynı zamanda AKP’yi eleştiren birçok yazı da halihazırda mevcut durumda.
Bakıyorsunuz bir Avrupa gazetesinde AKP aleyhine bir yazı çıkıyor, AKP’ye karşı olanlar
“onlar bile doğruyu görüyor bizim millet hala uyuyor” diyorlar. Bir gün sonra AKP’yi destekleyen bir yazı çıkıyor, bu defa da “zaten batılılar AKP’yle işbirliği halinde ülkenin altını oyuyorlar” gibi yorumlar yapılıyor.
Başörtüsü kararını veren insan hakları mahkemesiyle Apo kararını veren mahkeme aynı değil mi?
Değerli bir sosyolog olan Emre Kongar’ın daha geniş açılı bir bakış sergilemesi lazım.
Yani hükümetin politikalarını yanlış bulan herkesi doğru kabul edemeyeceğiniz gibi, doğru kabul eden herkesi de taraflı göremezsiniz. Zaten böyle bir genellemenin bir temeli de yoktur, zandan ibarettir.
Yunus
No comments:
Post a Comment