Sunday, February 10, 2008

Yorum: Çatışma mı, atışma mı, sataşma mı

Erol Manisalı gibi ülkedeki tüm dinamiklerin arkasında ABD veya AB aranırsa böyle tuhaf yorumlar ortaya çıkabilir.
Belli konularda siyasi partileri veya TÜSİAD gibi kuruluşları bir blok veya paket gibi bir arada görmek yerine, herkesin kendi politikasını izlediğini ve bazen bunların çakışabileceğini, bazen de çelişebileceğini görmek gerekiyor.
Örneğin MHP-AKP sık sık karşı karşıya gelmesine karşın başörtüsü konusunda benzer bir politika içindedirler. TÜSİAD ise ülkede herhangi bir çalkalanma istemediği ve AB sürecinin zarar görmesini istemediği için 301. madde gibi konuları ön planda tutmakta ve başörtüsünün sırası olmadığını savunarak konuyu öteleme amacındadır.
Lagendijk başörtüsünün serbest olması gerektiğini savunurken, AİHM zamanında bunun aksi yönde sayılabilecek bir karar altına imza atmıştır ve kararını değiştirme eğiliminde olduğu yönünde bir işaret de bulmak şu anda mümkün değildir. AB ise resmi ağızlardan "Türkiye'nin içişleri" diyerek olaydan uzak durmaktadır.
Washington Post, politikanın ülkeyi karıştırabileceğinden ve başörtüsü serbestliğiyle Türkiye'nin muhafazakarlığa kaymasının ABD için endişe verici olabileceğinden bahsederken, New York Times demokrasiye vurgu yapmaktadır.
The Economist ise bambaşka yorumlar sunmaktadır.
Yani olaya herkes ve her kuruluş kendi çerçevesinden bakmaktadır. Başörtüsü kapışmasını Batı dünyası uzaktan seyrediyor, kendince yorumlar yapıyor.
En tuhaf olanı ise bizimkilerin yorumları. Hem "Türban ABD'nin işidir" gibi son yıllarda duyduğumuz en absürd sloganlardan biri atılıyor, hem de "türban şeriatın ilk ayağıdır" gibi ABD'nin dünyada en korku duyduğu şey olan Şer'i İslam yönetiminin geleceğini iddia ediliyor.
Aynı insanlardan hem "ABD oyunu türban", hem de "Türkiye İran olmayacak" gibi son derece çelişkili ve mantık sınırlarını zorlayıcı ifadeler duyuyoruz.
ABD üniversitelere türbanı getirecek, türban ileride şeriata yol açacak ve Türkiye İran, Taliban rejimi gibi olacak. ABD'nin, İsrail'in ve AB'nin de Şeriat ile yönetilen, İran'a benzeyen Türkiye'den çıkarları var.
Ben şahsen çelişki içerisinde olduğum konularda ciddi bir rahatsızlık duyup kendimi gözden geçirme ihtiyacı hissederim, ama anlaşılan kelli felli birçok adam çelişki içerisinde yüzmekte bir beis görmüyor.

Yunus

No comments: