Tuesday, February 12, 2008

Yorum: waterloo

Sevgili dostum bahsedilen consensus şekilsel olarak var. Toplumun İlginç ve bilinçli bir şekildem dinciliğe doğru itilmesi 12 eylülden itibaren bilinçli olarak planlanan bir operasyon. 12 eylül ile Ülkedeki sol kesim müthiş bir şekilde ezilerek kendini toparlamasına izin vermeyecek şekilde ezilmiştir. Ve kötülenmiştir. Ve İşin ilginç tarafı dincileşme Askerlerin gözetiminde ve korumasında yapılmış ve teşvik edilmiştir. Fetullah GÜLEN'e 12 eylülden sonra yol verilmişç ve Kasıtlı oalrak aslında devltin birinci amacı olan toplumu eğitmesi işi fetullah gülene bırakılmış,fetullah gülen devletin korumasında okullarını yurtlarını açarak en başarılı beyinleri kendi ideolojisi doğrultusunda yetiştirmiştir. Bu öyle bir yapılanmadırki stalinin örgütlenme şekillerini,ve kovhozlarını bile aşmıştır. İlkokuldan itibaren eğitilmeye başlanan çocuklar bu okullarda iflah olmaz militanlar haline getirilmiştir. Bundan sonra bu yetişen çocukların devlete yerleştirlmesi operasyonu başlatılmış ve bu militanlar özellikle içişleri ve milli eğitim bakanlığında kritik noktalara yerleştirilmiştir. zamanla daha da iler noktaları ele geçireceklerdir. Bunun aksini lütfen kimse ispat etmesin. Şu anda bile Devletin Cumhuriyet Savcısı Fetulalh Gülene FETO diyen GAZETECİYİ MAKAMINA ÇAĞIRARAK TEHDİT ETMİŞTİR. münferit örenk olarak görülse bile operasyon son hızı ile sürmektedir. Bu zihniyet ilerde karar verme makamlarınada gelecektir. Fetullah gülen bu dincileşmenin bir ayağıdır. Diğer dinsel gruplarada yol verilmiş hepsi kendi örgütlenmesini tamamlamıştır.

Dincileşme operasyonu şu anda birleştirici ve oydaşmacı olarak görülse bile aslında devltin temeline dinamit koymak ve uçurmakla eş değerlidir. Zatren bu dincileşmeyi Suudi arabistan aracılığı ile teşvik eden ABD'nin böyle bir birleştiriciliğe izin vermeyeceğide açıktır. İslamın homojen olmadığını bildiği için hetorejen grupların hepsine ayrı destek vermektedir.
Şu andaki iktidar da bu dincileşmenin yüzü güzelleştirilmiş halidir ve herkese gülücükler serpiştirlmekte ve en büyük desteğinide kendi ideolojisiile direkt teması olmayan ve kendine liberal diyen Köşe yazarları ,bilimadamları vs ile yapmaktadır. Bu yüzden de itibar görmektedir. Fakat son zamnlarda bu liberal aydınların bir çoğu işin ciddiyetini görünce ve döndürülemez bir boyutta ilerlediğini görünce çark etmişlerdir. Taha AKYOL, M.Ali Barlas,Ahmet HAKAN vb gibi yazarların bir çoğu yazılarında ve söyleyişilerinde üstü kapalı önlem alınması gerektiğini söylemeye başlamışlardır.

Kendine aydın diyen herkesin şunu iyi bilmesi gerekir Dincileşmenin sonu yoktur. Bu gün atılan bu adımnlar sonuçta dincileşmenin de totaliter bir eğilim olmasından dolayı artarak devam edecektir. nereye kadar derseniz Gerçekleri söyleyen kimse kalmayana kadar devam edecektir. Bieryler tamamen tutsak edilip robotlaştırıncaya kadar devam edecektir. Ülkenin kuzey koreden farkı kalmayacaktır.

Dincileşen bir toplumda tartışmak görüş bildirmek yasaktır. Söylenilecek her şey KUR'anın emirlerini uyguladığını iddia eden Yeni Oligarşik despotlar tarafından dinsiz olarak ilan edilecektir. Öz değiş şekil ön plana çıkacaktır.
POLİTİZE OLMUŞ BİR DİNCİ İLE ASLA TARTIŞAMASSIN. tartışma başlamadan bitmiştir. Sekulerlikten bahsedersen karşılığında dinimiz böyle söylüyor şeklinde bir cevap alırsın. DİNSEL emirleri kimse tartışamaz ve tartışılmasına da izn vermez bir din devletinde ise iNANILMAYACAK ÖLÇÜDE bir DİNİ FAŞİZM hüküm sürer.

Size bununla ilgili bir örnek veriyim 1. haçlı seferleri sırasında Haçlı orduları şama doğru ilerlemektedir. ve çok yaklşamışlardır. Fakat halktan hiç bir tepki yoktur.
Bunun üzerine şam kadısı ramazanda öğle namazında camide herkesin gözü önünde orucu bozar. birden kalabalık galeyana gelip kadıyı linç etmek ister. Bunun üzerine kadı. Ey halk Ben orucu bilerek bozdum sizin tepkinizi görmek için. Burda oruç bozdum diye beni linç etmeye kalkan siz. kapıya kadar gelen kafirlerle savaşmak için neden hiç bir şey yapmıyorsunuz diye sözünü bitirir.(Amin Maalouf arapların gözünde haçlı seferleri) Dini faşizmde bahsedilen şekilcilik budur özün önemi yoktur.

Sonuçta oydaşma ve consensus özgür insanlar arasında olur. Koyunlaştırılmış ve sürüleştirilmiş yığınlarla zaten oydaşamassın. Sürünün önündeki nereye giderse arkadakilerde onu takip eder. Emperyalizm dincileşmeyi bu yüzden istemektedir. Sürünün başına Allahın emirlerini uyguladığını söyleyen bir çoban getirerek emperyalizme karşı harekete geçen her insanı dine karşı geliyor diye yok ettirebilirsin. Sürü içgüdüsünde sürünün çoğunluğuna güvenerek azınlığa saldırma vardır. Doğa kanunlarını işlerler. Zayıf olanlara yaşama hakkı yoktur. yani oydaşma vs hiç yoktur.

saygılarımla.

No comments: