Wednesday, February 6, 2008

Türban için Çözüm Önerisi.

sevgili dostum bir önceki mesata hükümetin neler yapabileceğini sormuştunuz. aşağıda emre kongar çok güzel açıklamış. Bunlar zaten yasak değilmi diye sormuştun. yasak olabilir ama fiilen uygulanmaıyor ve bu yasakların delinmesi teşvik ediliyor hükümet tarafından, bir çok devlet hastanesinde ve belediyelerde türbanlı personel çalışıyor. İmam hatiplerde kız öğrencilerin başı örttürülüyorki sonuçta onlar ilk ve ortaöğretim öğrencisi.. Bu uygulamalara son verilmesi ve yasal düzenleme yaparak yasağı delenlere ciddi yaptırımlar getirlmesi. herkesi rahatlatacaktır diye düşünüyorum.

Türban için Çözüm önerisi

Politikacıların din istismarından kaynaklanan 60 yıllık bir süreç... 40 yıldır eğitim yoluyla empoze edilen bir oluşum... Bir yandan siyaset ve din, öte yandan erkek egemen kültür tarafından kötüye kullanılan, toplumu ikiye bölen, görünür bir simge... Hem dinsel, hem siyasal, hem toplumsal bir gösterge: Türban ya da sıkmabaş... Toplumda, özel yaşamda serbest... Kamu görevinde yasak...
İmam Hatipler hariç, eğitimde ve üniversitelerde yasak... *** İktidarın, üniversitelerdeki yasağı kaldırma girişimi bir bunalıma dönüştü: Bireysel bir özgürlük açılımı mı?... Sistematik bir biçimde demokratik ve laik rejimin altını oyan, şeriata doğru giden yolda bir adım mı?.. ***

Türban ya da sıkmabaş denilen ve topluma İslami tesettürün bir parçası olarak sunulan örtünme biçiminin üniversitelerde serbest bırakılması, aslında bir rejim sorunu olarak görüldüğü için bunalıma dönüştü... ***
Çözümün nerede yattığını daha önce de yazmıştım: Bunalımı aşmanın tek ve biricik yolu, türbanı, ya da sıkmabaşı bir "simge" olmaktan çıkarmak... Dinsel inanç göstergesi iddiasından vazgeçmek... Siyasal simge olarak kullanmamak... *** Ey iktidar mensupları... Ey onlara destek veren politikacılar... Ey özgürlük adına bu politikayı destekleyen liberal aydınlar... "Kamu görevlileri için yasak kalkmayacak" diyorsunuz... "Üniversite öncesi eğitim kurumlarında yasak sürecek" diyorsunuz... "Biz dinci bir rejim değil, demokrasi istiyoruz" diyorsunuz... "Bu, şeriatçılık değil, özgürlükçülük" diyorsunuz... Hatta, hatta, "Biz türbana değil, çene altından düğümlenen başörtüsüne özgürlük getiriyoruz" diyorsunuz...

Tamam o zaman! İşte sizin söylemlerinize uygun bir çözüm önerisi: Toplumu ikna edin!.. *** Türbanı ya da sıkmabaşı bir dinsel veya siyasal simge olarak kullanmadığınızı, kullanmayacağınızı, sadece bir yükseköğrenim özgürlüğü sorunu olarak gördüğünüzü söylem ve eylemlerinizle kanıtlayın! ***

İktidar sizin... Yasama ve yürütme güçleri sizin denetiminizde... Devlet eliyle kızlarımızın başlarının örtülmesi uygulamasına son verin: İslamda kadınların imamlığı zaten caiz olmadığından, Kız İmam Hatip Liselerini kapatın. İmam Hatip liselerinde okuyan kızları öteki meslek liselerine kaydırın. Kız yurtlarındaki örtünme baskılarını önleyin... Hastanelerdeki, belediyelerdeki, öteki devlet dairelerindeki türban uygulamalarını sonlandırın... Türbanlı çocuklarla ilgili ödül törenlerini, gösterileri, ilahi konserlerini durdurun, bunlara Başbakan ve Bakanlar düzeyinde verilen desteği kesin... Böylece, türban ya da sıkmabaşı dinsel ya da siyasal bir simge olarak kullanmadığınızı, sadece bir bireysel özgürlük uygulaması olarak gördüğünüzü kanıtlayın... Sorun derhal çözülecektir.

Emre KONGAR

2 comments:

Navi said...
This comment has been removed by the author.
Navi said...

Sevgili dostum, devlet eliyle kızların başlarının örtülmesi uygulamasından neyi, hangi uygulamayı bahsettiğini açıklayabilirmisin?

Bayanların imamlığı meselesi dinen tartışılan bir durumdur. Bana göre bu yönde net bir yasak yoktur.

İmam hatip liseleri toplumun din eğitimi talebini karşılar duruma gelmiştir. Çocuklarını oraya gönderen ailelerin büyük çoğunluğu "imam ya da din adamı " olsun diye değil "din eğitimi" alsın diye göndermektedirler.

Ayrıca önerilen diğer maddelerin yapılması senin istediğin sonucu vermeyecektir. Öyle olsaydı son 10 yılda mesele bu derece büyümez, toplumda kamplaşma artmazdı.

Bu konuda bence artık geri dönüş zordur. Geri adım atan siyasi arenada zor duruma düşer. Bundan sonrası halkın sağduyusuna kalmaktadır. Artık insanları siyasi emeller uğruna tahrik etmek, kışkırtmak yerine topluma saygı ve hoşgörü aşılanmalıdır. Yoksa bugünleri de arayabiliriz. (inşallah olmaz)