Thursday, February 7, 2008

Yorum: Başörtüsüne yasak getirmek saçmalıktır

Sevgili kardeşim işin üzücü olan tarafı, insanlarımızın bu konuda keskin çizgilerle bir ayırım içerisine girmesi ve objektif değerlendirmenin büyük ölçüde devre dışı kalmış olması.

Bunun en iyi yansımalarından biri de “kraldan çok kralcı olma” durumu.

Özgürlüğü savunan oğluna Aziz Nesin’in adını kullanarak karşı çıkanlar, bu sözleri duyunca fikirlerini değiştirirler mi bilinmez. Ben hiç zannetmiyorum.

Zira bu tip insanlar, örnek aldıkları şahısların ardından giderek radikalleşirler ve geride kalana rahmet okutacak hale gelirler.

Bunun ana nedeni, insanların iyice düşünüp aklını kullanmak ve örnek aldıkları şahsın fikirlerini dinamizmle yoğurmak yerine, o fikirleri kültleştirmeyi seçmeleridir.

Bu mantıksal olarak oldukça çelişkili ve tuhaf, ama bir o kadar da anlaşılabilir bir olgudur.

Gerçek şu ki insanları bir dogmadan kurtarıp onlara yeni bir yol gösteren düşünsel önderler, toplum tarafından haklı olarak çok büyük bir saygı görürler. Çünkü onlar toplumun kurtarıcısı, kahramanı ve sembolüdürler.

Bu kurtarıcılar öldükten sonra iyiden iyiye bir kült haline gelirler. Yalnızca fikirleri ve uygulamaları değil, artık fiziksel özellikleri, sözleri, deyişleri, bakışları … her şeyleriyle bir efsane oluvermişlerdir.

Sürekli onlarla ilgili –gerçek, abartı veya uydurma- yüceltici öyküler anlatılır. Her türlü fikrin doğruluğunu ölçme kriteri, her çeşit davranışın uyması gerektiği kalıbın sahibi onlar olurlar.

Oysa zamanla toplumun ihtiyaçları ve sosyal-ekonomik çevre değişmiştir. Artık yeni uygulamalara, yeni yorumlara, yeni bakış açılarına ihtiyaç vardır.

Ama toplumca “mutlak doğru” haline getirilen büyük liderlerin veya fikir adamlarının yine “mutlak doğru” olarak görülen uygulamalarını yenilenmeye tabi tutma imkanı çok zordur.

Çünkü bu, küçüklükten bu yana o liderlerin fikirleriyle yoğrulmuş ve onlara adeta “iman etmiş” olan insanlara göre “büyük ve sinsi bir saldırı”dan başka bir şey değildir.

Varlıklarının sebebi olan bu fikirler her ne olursa olsun korunmalıdır, aksi takdirde o liderin toplumu kurtardığı karanlık günlere geri dönüş yapılacaktır.

Bunun sonu da, ironik bir şekilde toplumun kaçmaya çalıştığı dogmalardan çok daha korkunç bir dogmalar bütününe saplanma halidir.

Eski dogmaları yıkan liderin en çok korktuğu şey başına gelmiştir, çünkü artık yeni dogma bizzat kendisidir ve toplum yine dogmaların pençesindedir.

Bu ufak ve naçizane misal, bilmem bir şeyler anımsattı mı.
Yunus

No comments: