Thursday, February 7, 2008

Başörtüsüne yasak getirmek saçmalıktır

Özgürlük Bildirisi’ne imza attığı için ‘Babası Aziz Nesin’in kemiklerini sızlatmakla’ suçlanan Prof. Dr. Ali Nesin yasakçılara star aracılığıyla yanıt verdi. Babasının 1995’te yasakçılarla ilgili yaptığı bu tanımlamayı hatırlattı BAŞÖRTÜSÜ yasağına karşı çıkan akademisyen bildirisini imzaladığı için kardeşi Ahmet Nesin ve sol çevrelerin ‘Babasının kemiklerini sızlattı’suçlamasına maruz kalan Ali Nesin, babası Aziz Nesin’in de yaşamı boyunca türban yasağına karşı olduğunu söyledi. Ali Nesin babasının 25 Şubat 1995’te Aksiyon Dergisi’nde yayımlanan röportajını hatırlatarak ‘Babam burada ‘başörtüsünü yasaklamaya çalışmak aptallıktır’ diyor’ dedi. Ali Nesin, ‘Nesin Vakfı’ndan bağışlarını kesenlere, hatta yaptığı bağışları geri isteyenlere, bana ‘hain, dönek, aymaz’ diyenlere ve ağza alınmayacak hakaretler yağdıranlara sunulur’ diyerek babası Aziz Nesin’in türban yasağıyla ilgili görüşlerini aktardı ve ekledi: ‘Demek ki neymiş? Gerçekten Aziz Nesin’e yaraşır bir tavır sergilemişim. Şansım bir kez daha yaver gitti. Ya böyle bir söyleşi bulamasaydım?’ KIZLAR BAŞINI ÖRTEBİLMELİ AKSİYON’DA Ercüment Dursun’la yaptığı röportajında Aziz Nesin, şu görüşlerini dile getirmişti: ‘Başörtüsünü yasaklamaya çalışmak aptallıktır. Başörtülü kızların okullara alınmamasına karşıyım. Başlarını örtmesinler demek, demokrasi veya laiklik demek değildir. Neden? Çünkü, ilkokuldan beri aldığı eğitim sonucu o ister istemez bir gün başını örtecektir. ‘Örtme’ demek, ‘Oranı buranı, aç’ demek kadar saçma. Ben başlarını örtmelerinden yanayım. Ama, okullardaki din derslerinin kaldırılması lazım. Veya o dersi gerçekten din dersi yapsınlar.’ İÇİMİZDE ALLAH KORKUSU VARDI AZİZ Nesin’in röportajda verdiği cevapların bazıları şöyle: ‘12-13 yaşına kadar namaz ve oruç ibadetini yerine getirdim. Daruşşafaka’da okudum. Orada namaz mecburi idi. O zaman herkes şarta uyuyordu. Şimdiki gibi değildi. Daruşşafaka’da arkadaşlarım kaytarırlardı. Abdest almadan namaz kılarlardı. Ben öyle yapmazdım. Bütün kurallara uyardım. İçimden gelerek ibadetlerimi yapardım. İçimizde Allah korkusu vardı. Eğer bir dine inanacak olsaydım Müslüman olurdum. Benim bütün eleştirilerime karşın son din olması önemlidir tabii. DİNDARLARI TEHLİKE GÖRMÜYORUM DİNİ ve dindarları tehlike görmüyorum. Tehlike gibi görülmesine de karşıyım. Eğer İslam hoşgörüyse bana da hoşgörüyle bakmalılar. Ben Türkiye’nin aleyhine hiçbirşey yapmadım. Odamdaki ödüller, diplomalar ülkem için gurur kaynağı olmalı. İnsan olduğum için saygı gösterilmeli. Karşılıklı saygı. Ben de onlara saygı duyuyorum. Ama, boğazlayan, canavarlık yapanlara nasıl saygı duyayım. Bu ülkenin büyük bir çoğunluğu Müslüman. Ve yine bu kitlenin büyük bir çoğunluğu inançlarına karşı hassas.’ ÖZLEM YILMAZ -STAR

Biliyorum artık bu konu baydı ama bu yazıda dikkatimi çeken bir kaç nokta var. Bir insan ortaya inandığı fikrini koyuyor ve hakaretlere uğruyor, hatta insanlar vakfın bağışlarını kesiyorlar, geri istiyorlar :(
Daha fazla yoruma gerek var mı?

No comments: