Thursday, May 1, 2008

Yorum: Tüm din istismarcılarına

Sevgili Akrep duygularını tüm yoğunluğuyla dile getirmişsin, yazdıklarına katılıyorum.

Buna ek olarak olayın ahlak boyutunu ön plana çıkarmak isterim.

Bilindiği gibi ahlak dinden önemli ölçüde etkilenir, hatta ahlakın sınırlarının önemli bir boyutu dinsel inançlar tarafından çizilebilir. Ancak aynı zamanda ahlak, dinden ve belli bir inanç kalıbından bağımsız bir şekilde de var olabilir ve zamana, şartlara göre değişim gösterebilir. Nitekim dinsel inancı olmayan herkes ahlaksız olmayacağı gibi, her dinsel inancı olan da ahlak sahibi değildir.

Bu açıdan bakıldığında, son yaşanılan iğrenç olay kendi içerisinde bir mantık kazanabilir. Çünkü özünde ahlaksız olan bir duruşun şiddeti, kişinin kendi inancını veya inançlar bütününü de alt edebilecek düzeye çıkabilir. Bu, insanın psikolojik yapısı ve iradesiyle çok yakından ilişkilidir.

Örneğin sapkın davranışlara yatkın ama kuvvetli dinsel inanca sahip bir birey, sapık güdülerinin şiddeti arttıkça dinsel kimlikten uzaklaşmak yerine, o dinsel kimliği oluşturan kurallarda kendi sapıklığını meşrulaştıracak noktalar aramaya gidebilir.

Mesela bu son olayda bahsi geçen şahıs bunun "sapıkça ve utanç verici" bir eylem olduğunu kabullenmek yerine buna kendince dinsel bahaneler elbette bulacaktır, yoksa kendiyle çelişmiş olur. Aynı zamanda kendisi de bu uydurduğu yapay meşruiyete içtenlikle inanmıştır.

Böyle bir durumda da "dindar ve sapkın" kimliği bir arada yaşayan insanlar ortaya çıkar.

Bu örnekteki şahıs bunun bir fotoğrafıdır. Ben şahsen onun dinsel değerlere inanmadığı ve takiye yaptığı inancında değilim. Ancak gerçek olan şu ki ahlaksız ve sapkın güdüleri dinsel değerlerine baskın çıkmıştır ve bu kişi kendi kafasında bunları bir "normalite" içerisinde yürütmeyi sürdürmektedir. Yani kendi bilincinde bulmuş olduğu bazı bahaneler ve olgular sayesinde yaptığını dinen de normal görmektedir.

Bunun en belirgin göstergesi, yaptığı sapıklık sonrası abdest alıp gönül huzuruyla namaz kılmasıdır. Demek ki yaptığında dinsel bir beis görmemektedir.

Bu psikolojik yapıya sahip şahıslar çok tehlikeli bir kişilik yapısına işaret eder. Dışarıdan son derece dindar görülmesinin yanı sıra, gerçekten dindar olduğuna kendi iç yapısında inandığı için pek renk vermezler.

Ancak bu tiplerin de azımsanmayacak sayıda olabileceklerini unutmamalıyız. Üstelik her inançta, sınıfta ve fikir grubunda.

No comments: