Monday, May 12, 2008

İslamcı aydınlar üzerine

Ahmet Hakan’ın yazıları, çoğunlukla aralarında eski hesapları halen kapanmamış olan muhafazakar bazı isimlerle karşılıklı atışmalarından ibaret. Onlar kendisine dönek gözüyle bakıyor, kendisi de Üzmez olayını kullanıp “oh olsun sizlere” tavrı içerisinde. Bu açıdan meselenin mahalle arası kocakarı çekişmelerinden pek de bir farkı kalmadı.

Oysa laik-pozitivist kesim ile muhafazakar kesimin geneli arasındaki tartışma bu değildir. Yani olay ne Üzmez’in sapkın tavırlarına ne de Serter’in faşizan kafa yapısına indirgenmelidir. Ama maalesef medya sansasyon peşinde olduğu için kamuoyu bunlarla meşgul bir halde.

Burada tek önemli konu, iktidarda olmanın getirdiği “ehlileşme”.

Ahmet Hakan’ın İslamcı aydınların “devletleşmesi”, veya daha güncel bir tabirle “Ankaralılaşması” olarak ifade edebileceğimiz saptaması bana son derece ironik ama doğal geliyor. Özellikle 1 Mayıs’ta yaşanan rezillikten sonra bunun emareleri iyice ortaya çıktı.

Önceki yıllarda bizzat rejimin kendisi tarafından tedhişe tabi tutulan ve Ergenekon benzeri kontrgerilla yapılanmaları tarafından “iti ite kırdırma” politikası bağlamında kanla bastırılan gösteri ve faaliyetlerde şiddete başvurma sırası AKP’ye geldi. Bu da 30 yıldır devletin halen bazı konuda anti demokratik ve karanlık yönünden kurtulamadığının ve kendini aşmakta gösterdiği direncin bir göstergesi. Bu devlet refleksi bizzat AKP tarafından da belli noktalarda paylaşılmakta. Anlaşılan 12 Eylül zihniyetinden tam anlamıyla sıyrılmadıkça herkesin kendine demokrat olduğu iddiaları da tam olarak geçerliliğini yitirmeyecek.

Bazı İslamcı aydınların bu konuda tüm suçu sendikalara atma girişimi ise son derece normal, çünkü çıkar birlikteliği bunu gerektiriyor. Ancak yine de AKP’yi genel anlamda desteklemelerine ve ehven-i şer olarak görmelerine karşın hatırı sayılır oranda bir yazar kitlesinin partiyi ciddi anlamda eleştirmiş olması gayet olumlu bir gelişme ve değişimin AKP’den soyutlanıp ayrı bir itici güç haline gelebilmesi konusunda umut verici.

Çünkü içten içe asıl entelektüel savaş dindarlarla din karşıtları arasında değil, demokrasi yanlılarıyla statükocu güçler arasında yapılıyor.

Not: Bu arada sevgili Kartal ve aKrep, güzel yorumlarınız için asıl ben sizlere teşekkür ediyorum. Eğer blog biraz olsun çekici olabildiyse, bunda en büyük pay sahibi elbette ki çabalarınız ve düşüncelerinizle başta sizler olmak üzere hepimiziz. Bilgili ve görgülü arkadaşlarla görüş paylaşımı kadar zevkli bir şey olmasa gerek.

No comments: