Wednesday, May 14, 2008

Alan memnun satan memnun

Alan memnun satan memnun

"SATAN" memnundur...

Transfer parasıyla kurduğu alçakgönüllü televizyon kanalında yaptığı çok cesur, çok korkusuz, çok destansı başkaldırıyı, yani o muhteşem laik muhalefeti milyon dolarlara tahvil etmeyi becermiştir...

Memnuniyeti bundandır...

"Alan" da memnundur...

Muktedir olanın karşısına geçip, "Haşmetli Başbakanım... Parayı bastırdım... Her gün senin asabını bozan televizyon kanalını susturdum... Hatta susturmakla kalmayıp emrine amade kıldım" demenin, yani muktedirin gözüne girmenin o doyumsuz zevkini yaşayacaktır...

Memnuniyeti bundandır...

* * *

"Satan" memnundur...

Onca hükümet karşıtından, onca Atatürk çocuğundan, onca Fethullah Gülen düşmanından, yani dolduruşa getirdiği onca insandan elde ettiği enerjiyle "paha" kazandırdığı televizyon kanalını, milyon dolarlar karşılığı hükümetin emrine sunup sahneyi terk edecek ama "Ne yapsaydım? Kanal elden gidiyordu" diye de mazeret beyan edecektir... Hiçbir durumda alnında leke bırakmayan teflon durumu...

Memnuniyeti bundandır...

"Alan" memnundur...

Ortaya döktüğü milyon dolarla pekala yeni bir televizyon kanalı kurma imkanına sahipken, "Keyif kaçıran" bir unsuru Başbakan’ın hayatından silip atmasını başarmıştır... Tuncay’ın çevreye verdiği zararı ortadan kaldırmanın birkaç milyon dolarlık maliyetine de katlanıvermiştir.

Memnuniyeti bundandır...

* * *

"Satan" memnundur...

Unakıtan’ın memurlarının elinden kurtulmuştur... Yaptığı onca yaramazlığın neden olduğu cari açığını kapatmıştır... Hatta elinde fazladan bir kıyı kasabasında hayatını idame ettirecek kadar para da kalmıştır... Kahramanlığın yol açtığı borçlarını da temizlemiştir...

Memnuniyeti bundandır.

"Alan" memnundur...

Bir muhalefet odağını daha iktidar odağı haline getirerek iktidarın gözüne girmiştir... "Hoca Efendi"ye açıktan çakan bir yayın organını susturarak "hayır dua" almış, böylece öteki dünya için hayır işlemiştir. Çevirdiği o muhteşem "Altına hücum" filmine karşı binlerce insanı sokağa dökülmesine katkıda bulunan televizyon kanalını emri altına alarak, bu dünyadaki işlerini de yoluna koymuştur...

Memnuniyeti bundandır...

* * *

Kısacası...

"Alan" memnun, "Satan" memnundur...

Ancak...

Geride bizim gibilerin çenesini yoran şu faydasız sorular kalmıştır:

BİR: Muhalif seslerin "parayı bastırarak" kesildiği şu ortamda, memnuniyetsiz kesimlerin enerjisi nasıl boşalacak, gaz nasıl alınacak?

İKİ: Öyle çok mühim bir etkisi olmadığı yapılan seçimle test edilip onaylanmış küçücük bir muhalefet odağına bile tahammül edemeyen iktidar yapısı, laiklik karşıtlığının değil de "tahammülsüzlüğün odağı" haline gelmiş olmuyor mu?

ÜÇ:
Mesela güne Milli Gazete’deki muhalif yazıları okuyup hayıflanarak başladığını bildiğimiz Başbakan Erdoğan’a, güne biraz daha keyifle başlamasını sağlamak amacıyla, birkaç milyon dolarcık harcayıp Milli Gazete’yi satın alacak şöyle kesesi sağlam, inancı tam bir işadamı çıkmaz mı?

DÖRT:
Bütün bu olup bitenlerden sonra bir "AKP Karteli"nden söz etmemiz neden o kadar da imkansız olsun ki...

BEŞ: "Allah’ımızı çaldılar" diye en pes perdeden seslenen Tuncay Özkan, kendine inananların neyini çalmıştır?

ALTI:
Bu satış işlemiyle birlikte CHP’nin kasasından o televizyon kanalına aktarılan trilyonlar, Tuncay Özkan’a mı nasip olmuştur, yoksa Hoca Efendi’ye yakın işadamına mı?

Ahmet HAKAN

No comments: