Monday, May 19, 2008

Mustafa Kemal Atatürk


kendine "dindar, dinci" diyerek insanlarımızın duygularını sömürüp, sadece kendi menfaatlerini düşünenlere...

"muhterem sanatkarlar, aziz arkadaşlar,

bizi yanlış yola sevk eden kötü niyetliler, bilesiniz ki çoğu zaman din perdesine bürünmüşler, saf ve temiz halkımızı hep şeriat sözleriyle aldatmışlardır. tarihimizi okuyunuz, dinleyiniz... görürsünüz ki milleti yok eden, esir eden, harap eden kötülükler hep din görüntüsü altındaki küfür ve melanetten gelmiştir. onlar her türlü hareketi dinle karıştırırlar.oysa elhamdülillah hepimiz müslüman'ız, hepimiz dindarız. artık bizim dinin gereklerin öğrenmek için şundan, bundan derse ve akıl hocalığına ihtiyacımız yoktur. analarımızın, babalarımızın kucaklarında verdikleri dersler bile, bize dinimizin esaslarını anlatmaya yeterlidir. buna rağmen "hafta tatili dine aykırıdır" gibi, hayırlı, akla ve dine uygun konular hakkında, sizi kandırmaya çalışan kötü niyetlilere inanmayın. milletimizin içinde gerçek ve ciddi alimler vardır. milletimiz bu gibi alimleriyle övünür. onlar milletin ve ümmetin güvenine sahiptirler. bu gibi ulemaya gidin. "bu efendi bize böyle diyor, siz ne diyorsunuz?" deyiniz, fakat genel olarak buna da ihtiyaç yoktur. özellikle bizim dinimiz için herkesin elinde bir ölçü vardır. bu ölçü ile hangi şeyin bu dine uygun olup olmadığını kolayca takdir edebilirsiniz.

hangi şey ki akla, mantığa, halkın menfaatine uygundur; biliniz ki o bizim dinimize de uygundur. bir şey akıl ve mantığa, milletin menfaatine, islam'ın menfaatine uygunsa kimseye sormayın; o şey dinidir. eğer bizim dinimiz aklın, mantığın gerçekleştiği bir din olmasaydı son olmazdı, ahir din olmazdı."

"... büyük dinimiz çalışmayanın insanlıkla ilgisi olmadığını bildiriyor. bazı kimseler çağdaş olmayı kafir olmak sanıyorlar. asıl küfür onların bu zannıdır. bu yanlış yorumu yapanların amacı, islamların kafirlere esir olmasını istemek değil de nedir?

her sarıklıyı hoca sanmayın, hoca olmak sarıkla değil, akılladır"

(Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, 1923, c.2, s.127)

ve şimdilerde demokrasi(!) bayraktarlığı yapan Amerika'ya...




Muhterem Amerikalılar,

Türk milletiyle Amerikan milletleri ve karşılıklı olduğuna emin bulunduğum muhabbet ve samimiyetin tabii menşei hakkında birkaç söz söylemek isterim.

Türk milleti zaten demokrattır. Eğer bu hakikat şimdiye kadar medeni beşeriyet tarafından tamamıyla anlaşılmamış bulunuyorsa, bunun sebeplerini muhterem sefirimiz Osmanlı İmparatorluğu'nun son devirlerini işaret ederek çok güzel ifade ettiler. Diğer taraftan Amerikan Milletinin kendini hissettiği dakikada istinad ettiği (....) demokrasidir

Amerikalılar bu mevhibe ile mümtaz bir millet olarak beşeriyet dünyasında arzı mevcudiyet eyledi. Büyük bir millet birliği kurdu. İşte bu noktadandır ki Türk milleti Amerika milleti hakkında derin ve kuvvetli bir muhabbet hisseder. Ümit ederim ki bu müşahede iki millet arasındaki mevcut olan muhabbeti kökleştirecektir. Yalnız bu kadarla kalmayacak, belki tüm beşeriyeti birbirini sevmeye ve bu müşterek sevgiye mani olan mazi hurafelerini silmeye, dünyayı sulh ve huzur altına sokmaya medar olacaktır.

Muhterem Amerikalılar,

Temsil etmekle mubayi olduğum Türk milletinin, Yeni Türkiye Cumhuriyeti'nin insani gayesi işte bundan ibarettir. Bu yüksek gayede zaten çok yükselmiş bulunan Amerika milletinin, Türk milleti ile beraber olduğundan şüphem yoktur."

No comments: