Wednesday, March 26, 2008

Yorum: Jurnal üzerine

Sevgili dostum parçalara bakarak bütünü gözden kaçırmamanı öneririm. Bazı gazetecilerin soruşturmanın ayrıntılarına ulaşmasını, İlhan Selçuk’un gözaltına alındığı vaktin uygunsuzluğunu veya suçlamada kullanılan kelimeleri, gözaltıların bugün bile son hızıyla devam ettiği bu büyük çete davası hakkında bir tümevarımda kullanmak büyük bir yanlıştır. Bu, daha önce de söylediğim gibi bu büyük operasyonun niteliği ile değil, gizliliği ile ilgili bir tartışmadır. Kaldı ki İlhan Selçuk’un yazdıkları ve sürekli olarak darbe imasında bulunup basında kışkırtıcılık yaptığı herkes tarafından bilinmektedir.

Üstelik kendi gazetesine bu çete tarafından bombaların atıldığı ortaya çıktıktan sonraki bilinçli suskunluğu ve olayı adeta görmezden gelmesi son derece manidardır ve çetenin medyadaki uzantılarından biri olabileceğini düşündürmektedir. Dünyadaki tüm çağdaş ülkelerde medyada alenen darbe çığırtkanlığı yapanlar karşılarında hukuku bulurlar. Şu anda gözaltında olmasa bile şüpheli konumundadır, yurt dışına çıkışı yasaktır. Savcılar aleyhinde başka delillere ulaşılabileceği düşüncesinde olmasalar bunu yapmazlardı. Bunların hepsi bilindik hukuki süreçlerdir.

Daha bugün Cumhuriyet gazetesine atılan bombaların ve Danıştay saldırısı silahının Veli Küçük tarafından tedarik edildiği ve Ataşehir’de bu işin planlamasının yapıldığı ortaya çıktı. Çarşaf çarşaf tüm gazeteler bunu yayımlıyor. Her gün yeni ipuçlarına ulaşılıyor ve her yerde kolu olan büyük bir çete çökertiliyor. Tabi çetenin asıl büyük başlarına ulaşma iradesi gösterilecek mi, o konuda şüpheliyim. Çünkü bu işin ardında Türkiye’yi şok edecek isimlerin olduğu muhakkak. Türkiye’de bir darbe ortamı hazırlamakla muvazzaf bu karanlık örgütlenmenin açığa çıkartılması ve bir daha ülkenin darbe ortamına sürüklenmesinin sonsuza dek önüne geçilmesi, demokrasiye inanmış her bireyin arzuladığı bir şey olsa gerek.

Asıl tehlike her zaman demokrasi dışı unsurlardan gelen tehlikedir. Bunun önüne geçmek için de sivil bir anayasa ve evrensel hukuk ilkelerinin üstünlüğü şarttır.

Özgürlüklere ve demokrasiye bağlı insanlar nasıl İran – Arabistan tipi bir yönetime karşı ise, darbelere ve çetelere de karşı olmalıdırlar. Hiçbir grup bu ülkede ayrıcalıklı değildir ve ülke hiçbir çete veya yasadışı örgütlenmenin hevâsına oyuncak edilecek de değildir.

Saygılar, sevgiler …

No comments: