Monday, October 6, 2008

Aktütün ve şehitlerimiz.

Birkaç gündür bu olay yüzünden sinirim çok bozuk. Şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Bu yürek yakan hadise ve giden canlar, Türkiye'de sivil siyasetten askeriyeye, en düşük derecedeki memurundan en üst seviyedeki bürokratına veya subayına dek sirayet etmiş bulunan vurdumduymazlığın en acı örneklerinden bir tanesidir.

Korkarım bu zihniyet böyle devam ettiği sürece, insan yaşamının değeri bazılarının imajından ve ufak hesaplarından daha aşağı seviyede telakki edildiği müddetçe bu acılar son bulmayacak.

Dağlıca baskını rezaletinin ihmalleri zihinlerdeki tazeliğini yitirmemişken, belki de daha büyük bir skandalla karşı karşıyayız. Sayıları yüzlerle ifade edilen, günlerce katırların sırtında ağır silahlarla bölgeye yığınak yapan PKK'lıların güle oynaya baskın yaptıklarına ve 17 vatan evladını uzaktan havanlarla ve roketatarlarla şehit ettiklerine tanıklık etmekteyiz.

Bugüne kadar neredeyse 50'ye yakın genç fidan PKK tarafından bu karakolda şehit edilmiş.

PKK'lılara hedef tahtası olması için kurulmuş bir karakolda can veren gençlerimiz... Balıklara atılan yem misali.

Bundan çok daha korkuncu ise, adeta bu tablonun devam edeceği izlenimini bizlere veren ve insanlarımızı kurbanlık koyun zanneden utanmaz, çürümüş devlet zihniyeti.

Ota boka para harcayan, devlet büyüklerini (!) -ve küçüklerini- ihya eden yüce devletimiz ve kahraman mülki-askeri erkan, insanlarımızın canını kurtarmak için yeterli kaynak bulamamış (?). Herhalde rüşvet yiyip bir liralık malı onlarca EURO'ya aldıkları Avrupa firmalarına verdikleri ihalelerden geriye paraları kalmamıştır.

Üstelik istihbaratta da sorun yokmuş. Hatta bir gün önce bölgede hareketlilik tespit edilip ek birlik gönderilmiş (??), ama nedense kimse bu kadar insanın canına mal olabilecek o barakadan bozma karakoldan birlikleri derhal çekip bölgeyi başka şekilde ateş altına almayı düşünmemiş.

Kayıplarla beraber 17 can gitmiş, ama PKK'lılar amacına ulaşamamış çünkü o lanet karakolu işgal etmeye çalıştığı (???) iddia buyurulan PKK'lı teröristlere karşı barakalar kahramanca savunulmuş. Böylece, insanlarımızın hayatı boşa gitmemiş.

Aileler de zaten avutulur. Her ne kadar anaları sıkmabaş, kardeşleri bidon kafa, babaları da göbeğini kaşıyan adam olsa da onlar 'şehit' olmuşlardır, 'vatan sağolsun'dur.

Zaten varlığımızı Türk varlığına armağan edeli uzun zaman da geçmiştir, yeter ki yüce devletimize halel gelmesin.

Yoksa neme lazım Savunma Bakanımızın (!) (şu Bakanlar Kurulu'nda bakanlara altın kabzalı tabanca dağıtan yüce varlık) derhal istifa etmesi gerektiğini söyleyen, her daim hazır ve nazır komutanların ihmali olduğundan şüphelenip soruşturma falan isteyen (Dağlıca tabur komutanına yüksek nişan verilmişti !!!) post modern kafalı dönmeler çıkıp bozgunculuk falan yaparlar.

Onlara kanmayalım, kafaları karıştırmayalım.

Unutmayalım ki devlet büyüklerimiz ne derse iyi der, paşalarımız neylerse doğru eyler.

1 comment:

hadesperado said...

dün ortaya çıkan görüntüler, belgelerden sonra ekleyecek fazla birşey yok...
sinirlerim bozuldu...