Friday, April 25, 2008

Yorum: Ben nasıl müslümanım

Mehmet Şevket Eygi’nin yazısı son derece duygusal olmuş. Söyledikleri son derece doğru ve dokunaklı, ancak gerçekçi değil. Çünkü insan denen varlığın yaratılışına uymuyor, zira insan esas itibariyle bu kadar idealist bir varlık değildir. Belli şeylere üzülüp sıkılsa da hassasiyetinin bir boyutu vardır ve onu aşan insan sayısı son derece sınırlıdır.

Bunu aşma boyutu da sıkıntıya manevi ve fiziksel yakınlıkla doğru orantılıdır.

Müslümanlık verisi üzerinden gidersek;

Örneğin eğer Türkiye’de yaşayan bir Çeçen iseniz, Çeçenistan’da yaşananlar sizi bir Türk’ten daha çok üzecek ve rahatsız edecektir, ama belki eylem boyutuna kadar ulaştırmayacaktır. Eğer Çeçenistan’da bir Çeçen iseniz bu rahatsızlık sizi muhtemelen eylem boyutuna itecektir. Eğer Çeçenistan’da bir Türk iseniz belki çok üzüleceksiniz ama eylem boyutuna geçmeyeceksiniz. Eğer Türkiye’de bir Türk iseniz ancak ara sıra hatırlayıp üzülmenin haricinde hayatınızı yaşamaya devam edeceksiniz.

Zaten Eygi de kendinde bunun eleştirisini yapmış. Eygi’nin kendi hareketsizliğine isyan ettiği bu itirafında, aslında beşer psikolojisinin ve doğasının ta kendisi yatmakta.

No comments: