Saturday, April 26, 2008

Anayasa Mahkemesi Başkanı’nın güzel konuşması üzerine...

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın, yüksek mahkemenin 46. kuruluş yıldönümünde yaptığı 16 sayfalık konuşmayı dikkatle okudum.Güzel bir konuşma.Ve de anlamlı bir konuşma.Demokrasi, hukuk devleti ve laiklik açılarından değişik çevreler için birçok dersi içeren bu konuşmasından dolayı Başkan Kılıç’ı kutluyor ve bugün köşemi bu konuşmadan bazı alıntılara bırakıyorum.
Demokrasi ve laiklik...“Demokrasi ve laiklikten birinin diğerine tercih edilmesi, bilimsel açıdan yanlış, siyasal yönden de tehlikelidir.”
Kurtarıcılık ve vesayet...“Hukuk dışı yollardan güç alarak, rejimi ya da ülkeyi kurtarma girişimlerinin, ülkenin batışını hızlandırmaktan başka işe yaramayacağı bilinmelidir.”
“Tek doğru anlayışı etrafında toplumu şekillendirmek isteyen bir siyasi yapı, bir adım ötede siyasi vesayetçiliğin tuzağına düşer.”
“Demokrasiler, tartışma ve aykırılıkların olmayışı üzerine değil, tam tersine, onların varlığı ve etkinliği üzerine kuruludur.”
“Irkı ve rengi ne olursa olsun, inansın inanmasın, her insanı aziz kılan, kendini ifade edebilmesi ve insan olma onurudur.”
İfade özgürlüğü... “Düşünceyi ifade özgürlüğünün, ’içinden düşün’ mantığına indirgenerek hapsedilmesi, bu özgürlüğün ortadan kaldırılmasıyla eşdeğerdedir.”“Şiddet olgusuyla ifade özgürlüğünün birbirinden ayrılmasının öncelik kazandığı ortadadır.”“Bireylerin kendilerini ifade edebilmeleri, konuşabilmeleri, uyuşmazlık ve kavga yerine çözüm ve barış getirir. Konuşamadığımız yerde ancak kötülükler üretiriz.”“Düşünceyi açıklama özgürlüğü, herkesin kendi kimliğiyle ortaya çıkmasına olanak sağlayan, sahteliği ve ikiyüzlülüğü yok eden onurlu bir hayatın sigortasıdır.”
Farklı olanı... “Özgürlükçü ve çoğulcu demokrasi, farklı olanı yani ’öteki’ni kendi varlığının ve varoluşunun teminatı olarak görmeyip, onu yok edilmesi gereken bir ’düşman’ olarak nitelediği müddetçe, çağdaş demokrasinin muhtaç olduğu hoşgörü ve çoğulculuğu sağlamak mümkün değildir. İşte tam da bu noktada laik devlet gücüne yaşamsal değerde ihtiyaç duyulmaktadır.”“Toplumun siyasal, etnik ve dinsel kesimleri arasında ciddi bir güven bunalımının olduğu saklanamaz bir gerçektir. Güvensizlik, kavgayı ve dayatmaları da beraberinde getirmektedir.”
Korkuları göz ardı etmek!“Gücü elinde bulunduranlar, karşı düşüncedekilerin güvensizliğini ve korkularını ortadan kaldıracak çözümleri üretmediği sürece toplumdaki güvensizlik çatlağı derinleşecektir.”“Hissedilen korkular, göz ardı edilemez.”“Hayat tarzlarının ideoloji haline geldiği bir dünyada duyulan güvensizlik ve korkular acilen değerlendirmeye alınmalıdır.”
Farklılıklar zenginliktir!“Gün, ayrılıkları öne çıkarma, toplumsal ve siyasal kutuplaşmaları körükleme günü değildir. Gün, farklılıklarımızı zenginlik kabul edip, bir arada refah ve özgürlük içinde yaşamak için elimizden geleni yapma günüdür.”
Laiklik, barış projesidir! “Dinin devlet yönetimi ve siyasetten arındırılarak özgün yapısı içinde korunmasının ve farklı inançla dinlerin ya da inançsızlıkların bir arada yaşamasının temel güvencesi olan laiklik, bir büyük ’barış projesi’ olarak Türk toplumunun koruması ve güvencesi altındadır.”
Bürokrasi ve demokrasi... “İç barış, toplumun yalnızca demokratik kültüre sahip olmasıyla değil, siyasetin ve bürokrasinin demokratik bir kültürü içselleştirmesiyle sağlanabilir.”
İktidarı sınırlandırmak...“Lord Acton’ın ifade ettiği gibi, ’İktidar yozlaştırır. Mutlak iktidar mutlaka yozlaştırır.’ Siyasi iktidarın sınırlandırılması gerektiği fikri bu temel varsayımdan hareket etmektedir.”
Yargı ve tarafsızlık...“Yargı belirli bir dereceye kadar değil, mutlak anlamda tarafsız olmak zorundadır. Tarafsızlığın olmadığı yerde adalet de olamaz.”
Meclis ve Anayasa Mahkemesi... “Mevcut Anayasamız, dönemin şartlarına ve siyasal kurumlarına bir tepki olarak, Anayasa Mahkemesi’ne parlamentonun üye seçmesine kapıları tamamen kapatmıştır. Bugün gelinen noktada, anayasa yargısı ile yasama organı ilişkilerindeki bu güvensizliğin ortadan kaldırılması için egemenlik yetkisi kullanan anayasa yargısının, ulus iradesiyle bağlantısının kurulması gerekliliği açıktır.”
Yargı ve eleştiri... “Mahkeme kararları elbette tartışılabilir ve eleştirilebilir. Demokratik hukuk devletinde bunun aksi düşünülemez.”“Hukuka ve onu uygulamakla görevli yargı organlarına güvenin azalması, demokratik hukuk devletinde sonun başlangıcıdır.”
Milliyet

No comments: